Perşembe , 21 Kasım 2024

Efor testi kimlere, ne zaman yapılmalı?

Efor testinin kalp damar hastalıklarının teşhis ve tedavi süreçlerinin izlenmesinde kullanılan önemli araçlardan birisidir. Efor testinin özellikle belirsiz durumların aydınlatılmasında önemli bir işlevi olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, “Bir çok açıdan önemli bir işleve sahip olan efor testinin kullanımında en önemli sorun doğru hasta seçimidir. Hekim testi kullanmaya karar verirken öncelikle sonuçlarının amacına hizmet edip etmeyeceğine göre karar vermelidir. Bu test özellikle emin olunamayan iskemik durumların tespitinde işlevseldir” dedi.

Doç. Dr. Kayıkçıoğlu, şu bilgileri verdi: “Efor testinin temel kullanım alanları içinde koroner arter hastalığının teşhisi ve yaygınlığının belirlenmesi, iskeminin saptanması ve semptomların değerlendirilmesi, hastalığın ciddiyetinin belirlenmesi, tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesi, prognozun ve fonksiyonel kapasitenin belirlenmesi bulunur. Testin en sık kullanıldığı hastalar orta olasılıklı koroner anjiyo hastalarıdır. Ayrıca toplum sağlığını ilgilendiren bazı meslek gruplarında çalışanların performansının ölçümünde kullanılır. Efor testi birçok durumda güvenle kullanılabilir. Ancak farklı durumlardaki hassasiyetinin iyi bilinmesi gerekir. Burada koroner arter hastalığı olan kişilerin kaçında hastalığı saptayabildiği önemli bir değer taşır ve testin hassasiyetini gösterir. Özgünlüğü ise normal olan bireylerin yüzde kaçında normalliği ayırt edebildiğini gösterir. Efor testinin hastaları ayırt etme özelliği % 68 iken sağlıklı bireyleri ayırt etme oranı % 77’dir. Bu verilerden hareket ettiğimizde karşımıza negatif sonuç geldiği zaman pozitif gelmesinden daha değerli bir doğrulama değerine sahip olduğumuzu görürüz.”

Hangi hastaya uygulayalım?
“Hasta seçiminde klinik bulgulardan hareket edilmelidir” diyen Doç. Dr. Kayıkçıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastanın EKG’si testin gerekliliği konusunda bilgiler verir. Hastanın EKG’sinde belirgin veriler varsa ve iskemi olup olmadığını anlayabiliyorsak, efor testine gerek kalmayacaktır. Test tipik EKG bulgularla gelen hastalara değil; karar veremediğimiz ve arada kaldığımız orta olasılıklı kişilere yapılmalıdır. Olasılık hesaplanırken hastanın yaşı, cinsiyeti ve semptomları önemlidir. Otuz yaşında tipik göğüs ağrısıyla gelen ve EKG’si orta riskli olan hastaya efor testi gerekir. Ancak aynı niteliklerle gelen kişi kadınsa testine gereksizdir. Yine aynı yaşlarda fakat göğüs ağrısıyla gelen kadın hasta da risk orta seviyede olduğu için efor testi gerekir. Elli yaşlarında bir erkek göğüs ağrısıyla geldiği zaman risk yüksek olduğu için teste gerek yoktur. Ama aynı belirtilerle gelen kişi kadınsa risk orta seviyede olacağı için test yapılır. Tıkayıcı koroner arter hastalığının tanısında efor testi önemlidir. Ayrıca hastalar önceden bilinen koroner arter hastalığıyla geldiklerinde semptomları çok tipik olabilir. Böyle hastalarda risk değerlendirmesi ve prognozun belirlenmesi için efor testi yapabiliyoruz. Yine enfaktüs sonrasında prognozu belirlemede veya her hangi bir aktivasyona yönelirken efor testini kullanabiliriz.

Kadınlarda yanlış sonuç verebilir
Kadınlarda efor testinin yanlış sonuç verme ihtimali daha yüksektir ancak sonuç negatif çıktığında kadınlar içinde değerli bir bilgi taşır. Efor testinin kesinlikle yapılmaması gereken bir hasta grubu olduğunu da unutmamalıyız. Hastada aktif iskemii varsa, son iki gün içerisinde göğüs ağrısı olmuşsa, aritmisini kontrol altına alamıyorsak veya aourt darlığı varsa efor testinin kesinlikle yapılmaması gerekir. Yine yüksek tansiyonlu kişilerin efor testi uygulanması sakıncalı olabilmektedir. Ayrıca testin uygulandığı merkezde CTR yapabilecek ekipmanın bulunması gerekiyor. Çünkü her 2500 kişide bir ölüm riski oluşmaktadır.

Kaynak: Medikalakademi

Bir yanıt yazın