Çağın aydınlanması olan dijital devrimi kör topal idrak etmeye çalışıyoruz. Böyle bir gidiş, sonucun ne şekilde olacağı konusunda da bize ipuçları veriyor.Â
Geçtiğimiz günlerde Twitter yine medya gündemindeydi. Her ne kadar haberlerde yer alan kişiler birbiriyle ilgili değildiyse de haberlerin işaret ettiği mesaj aynı idi. Twitter ortamında kişi bir başkasına aklına geleni söyleyebilir mi? Başka bir ortamda (örneğin yüzyüze iletişim ya da ana-akım medya) hakaret sayılacak türden ifadeler Twitter ortamında kullanıldığında buna karşı yapılabilecek bir şey yok mu?
Bunlar aslında cevapları basit sorular: Evet herkes aklına geleni söyleyemez. Ve evet yapılabilecek bir şey var! Yüzyüze iletişimde kullanılsaydı ne yapılırdıysa, Twitter ya da başka bir sosyal medya ya da dijital kültür ortamından yapılan ve hakaret ögeleri içeren mesajlar için benzer şeyler yapılabilir.
Tam da bu noktada reaksiyonun ne şekilde ele alındığını inceleyelim. Yüzyüze iletişimde ya da ana-akım medyada (ör. gazete, TV) bu türden hakeret ögeleri içeren bir açıklamaya yapıldığında, bunu yapan kişi ve yayın organı hakkında (maruz kalan tarafından) yasal süreç devreye sokulabilir. Ancak böyle bir süreçte kimsenin aklına sanırım o yayın kuruluşunu bütünüyle kapatmak gibi bir ceza gelmez; istisnai durumlar hariç yasalarda da böyle bir ceza yoktur.
Oysa işin içine dijital ortamlar girdiğinde kişiler bir anda o ortamı komple kapatma arzusuyla yanmaya başlamakta. Twitter ortamından bir hakaret mesajı mı yayınlandı, o halde Twitter kapatılsın! Facebook’ta doğru olmayan bir bilgi mi paylaşıldı, Facebook’un tamamı tüm ülkede yasaklansın!
Bunu talep edenlerin aklına başka bir çözüm gelmemesi doğal. Çünkü kullanıcı durumundaki pek çok birey bu tür dijital ortamların teknik yapılarını, içerik ve erişim standardlarını vb bilmiyorlar. Hal böyleyken de yüzyıllar öncesinin “asalım, keselim†modeline başvuruyorlar. Beş duyu organımızla algıladığımız suç neyse cezası da yine benzer şekilde algılayacağımız biçimde hayata geçirilsin. Twitter ortamından hakaret mi edildi? O halde Twitter kapatılsın! İfade özgürlüğü mü; o ne ki?
Ancak bu dijital imkanların detaylarını öğrenirsek, talep edeceğimiz ceza mekanizmaları ile işlenen suç ya da kabahat arasında bir denge kurulabilir. Dijital dünyanın bu ögelerinin detaylarını bireylere kim öğretecek? Medya mı? Hayır!
Medyanın varlık nedeni bireyleri ve toplumu eğitmek değil ki! Medya kazancını böyle bir hizmeti ne kadar başarıyla gerçekleştirdiğiyle doğru orantılı olarak mı sağlıyor? Hayır. Medyanın merkezinde “reyting†var. Okunurluluğunu, izlenirliliğini ne artırırsa medyanın o yönde gitmesi doğal.
Kamu kurumları, devlet mi? Kısmen evet. Ama tamamen değil. Çünkü artık 21. Yüzyılın dünyasında kamu kadar ön plana çıkan bir müessese daha var; o da sivil toplum kuruluşları. Peki kamu kurumları ile STK’lar bu konuda ne yapıyor?
Kamu kurumları bugüne dek daha ziyade kırmızı çizgileri yasak, filtre vb mekanizmalarıyla çizmekten başka kayda değer bir şey yapmış görünmüyor. STK’lar ise bu tür girişimlere karşı reaksiyon göstermenin ötesine geçebilmiş değil.
Çağın aydınlanmasını işte bu şekilde kör topal idrak etmeye çalışıyoruz. Bu gidiş; sonucun ne şekilde olacağı konusunda da bize ipuçları veriyor.Â
Bilgiçağı.com