Pazar , 22 Aralık 2024

Akdağ: Acil durumu olan hastalara yönelik kuralı uygulamaya kararlıyız

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, acil durumu olan bir hasta herhangi bir hastaneye gittiğinde, o hastadan herhangi bir evrak sorulmadan, para istenmeden tedaviye, müdahaleye başlanmasının esas olduğunu belirterek, ”Bu kuralı kesinlikle uygulamaya kararlıyız” dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulusal Kanser Haftası Sempozyumu’ndan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Acil servislerden ücret alınmamasını öngören genelgeyle ilgili bir soru üzerine Akdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetin hastaların özellikle de acil hastaların mağdur olmaması konusunda kararlı olduğunu vurguladı.

Bu konuyu yakından takip edeceklerini ifade eden Akdağ, şunları söyledi:

”Türkiye’de mevcut kanunlar, bu işle ilgili mevzuat ve Başbakanımızın bunları derleyip toparlayarak sektöre takdim ettiği bir genelgemiz var. Bütün bunlar çerçevesinde olması gereken şu, acil durumu olan bir hastamız, bir yaralımız, ya da ağır bir hasta herhangi bir hastaneye gittiğinde o hastadan herhangi bir evrak sorulmadan, para istenmeden hastanede tedaviye, müdahaleye başlanır. Bu kuralı kesinlikle uygulamaya kararlıyız.

Hastane ‘benim imkanım yok, hastayı alın başka bir yere götürün’ bu ifadeyi vatandaşımıza ve hastamıza kullanamaz. Peki ne olacak? Belki o hastaneyi aşan bir sağlık durumu vardır. O zaman mutlaka 112 komuta kontrol merkezine acil hastaların taşınmasıyla ilgili ortak merkeze haber verilir ve bu merkez o hastayı hastaneden alarak ihtiyaca olan başka bir hastaneye götürür, işin birinci kısmı bu.”

Buna uymayan hastanelere geçmişte gerekli yaptırımların gerçekleştirildiğini, bundan sonra da bu gerçekleştirmeye devam edeceklerini bildiren Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

”İşin ikinci tarafı da şu: Sosyal Güvenlik Kurumu yakın bir zamanda acil hastalarla ilgili bir tanımlama yaptı. Bu tanımlamanın bazı hastanelerce yanlış yorumlandığını, yorumlanmaya çalışıldığını görüyoruz. Buna da asla müsaade edemeyiz. Bir hasta acil herhangi bir durumda hastaneye gelmişse o durumuyla ilgili tedavisi sonlanıncaya kadar acil hastadır. Şöyle örnekleyeyim: Kalp krizi geçiren ya da bu şüpheyle hastaneye gelen bir hastayı düşünün, hastanın ilk tedavileri yapıldı, yoğun bakıma alındı. (Artık acil durumunuz bitmiştir, ilk tedavilerinizi yaptık, bundan sonraki tedavileriniz için size fatura çıkacak) bu kesinlikle söylenemez.

O krizle ilgili ya da başlangıcıyla ilgili yapılması gerekenlerin hepsi acil serviste, yoğun bakımda ya da çıkarıldığı diğer servisteki bir odada gerçekleştirilir, tamamlanır bunların hepsi acil hal kavramı içerisindedir. Vatandaştan ilave bir para istenemez. Sosyal güvenlik zaten bunların ödemelerini yapmaktadır. Sosyal güvenliği olmayan vatandaşlar için de nereden ödeme talep edileceği bellidir.”

Özel hastaneler de dahil bütün hastanelerin buna dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Akdağ, vatandaşların da dikkat etmeleri gereken konular bulunduğunu söyledi.

Vatandaşlara ”lütfen acil olmayan durumlarda acil servislere başvurmayınız” çağrısında bulunan Akdağ, acil servislere yapılan acil olmayan başvurularının gerçekten aciliyeti olan hastaların durumunu zorlaştırdığını söyledi.

Akdağ, ”Türkiye’de acile müracaat eden vatandaşlarımızın toplam hastane müracaatları içindeki oranları yüzde 25’leri aşmıştır. Bu tabii bir müracaat oranı değil. Bunun yüzde 10’larda olması beklenir. Dolayısıyla vatandaşlarımız da acil olmayan durumlarında ya aile doktorlarına ya da randevu olarak diğer hastanelere müracaat etmelidirler. Biliyorsunuz Merkezi Randevu Sistemi de başlatıldı” dedi.

Akdağ, Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan kompozit doku nakli sonrası açılan soruşturmayla ilgili Teftiş Kurulu Raporu’nun hazır olup olmadığı sorusu üzerine de raporun bu ay içerisinde bitmesini beklediklerini sonuçların kendilerine iletilmesinin ardından gereken değerlendirmeyi yapacaklarını söyledi.

-Meme kanserli hastaları malulen emeklilik teklifi-

Bir CHP’li milletvekilinin meme kanserli hastalara malulen emeklilik teklifiyle ilgili değerlendirmesi de sorulan Akdağ, bunun bir sosyal güvenlik meselesi olduğunu hatırlattı.

Akdağ, şöyle konuştu:

”Bir hastalıkla ilgili, tek bir hastalıkla ilgili konuşmak yanlış olur. Maluliyetin ölçüleri bellidir. İş yapamamakla alakalı bir şeydir. Bir kimse gerçekten hastalığı dolayısıyla işini yapamayacak durumdaysa o zaten malulen emekli ediliyor. İster meme kanserli ister başka bir hastalığı olsun, çalışamayacak durumda olan vatandaşlar zaten şu anda da malulen emekli oluyorlar.”

Dün yapılan YGS’ye kullanmak zorunda olduğu cihazla alınmayan bir şeker hastası öğrenciyle ilgili değerlendirmesi de sorulan Akdağ, olayı basından öğrendiğini söyledi.

Akdağ, şöyle devam etti:

”olay, basında yazıldığı şekliyle olmuşsa gerçekten büyük haksızlık yapıldığı kanaatindeyim. Hasta bir insanın kullanması gereken bir pompası varsa, bunu elbette kullanacaktır. Sınavlarda kopya çekilmesinin önlemek için YÖK’ün aldığı kararları çok makul buluyorum. Ama uygulamada maalesef zaman zaman böyle abartılı davranışlar oluyor. Umarım, gazetelere basına yansıdığı şekilde bir vatandaşın sağlık hakkını ihlal edici bir durum olmamıştır. Olmuşsa zaten bunun sonuçlarına kim sebep olmuşsa katlanır.”

Akdağ, toplantıda dile getirdiği alkolle mücadele ile ilgili bir soru üzerine de Dünya Sağlık Örgütü’nün dokümanlarına paralel yürütülen çalışmalar olduğunu, ancak bu mücadelenin DSÖ’nün tüm üyelerini kapsayan bir programla yürütülmesinin daha makul olacağını dile getirdi.

Bakan Akdağ, 182 Hastane Randevu Hattı’nın zorunlu hale gelmesinin söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine de ”Bunu zorunlu tutmuyoruz, çok uzun bir müddet de zorunlu tutmayacağız” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerine günde yaklaşık 600 bin kişinin müracaat ettiğini bunların 200 bininin telefon ya da internet üzerinden randevuyla başvuru yaptığını anlatan Akdağ, bunun sevindirici bir durum olduğunu belirtti.

Bütün vatandaşlara merkezi randevu hattını kullanarak hastanelere başvurmaları çağrısında bulunan Akdağ, bunun hem hastaların hem de doktorların işini kolaylaştıracağını kaydetti.

Halen 2 bin dolayında görevlinin sistemde çağrı karşıladığını bu sayının yıl sonuna kadar 3 bin 500’lere ulaşmasının planlandığını ifade eden Akdağ, amaçlarının hastaneye başvuran vatandaşların beklememesi olduğunu bildirdi.

Zaman

Bir yanıt yazın