Perşembe , 21 Kasım 2024

Sağlık Bakanı bunları biliyor mu? – Önder Aytaç’ın kaleminden…

Ben bana onlarca e-mail ve mektup içerisinden topladıklarımı alt alta sıralayarak bu makaleyi hazırladım. Amacım Sağlık bakanını ya da bakanlığını eleştirmek değil, sadece daha da iyiye doğru adım atılması için yapılması gereken somut adımlara yardımcı olmak. Şöyle ki;

‘…Ben devlet hastanesinde çalışan bir diş hekimiyim. Sağlık Bakanlığı yıllar önce başlattığı performans sistemini hekimlerin tüm tepkilerine rağmen devam ettirmeye kararlı. Perfomans sisteminin mantığı “ne kadar hasta o kadar puan o kadar da para.”

Haliyle hekim atari oynar gibi puan topluyor. Günde 120 hasta bakan tıp hekimi arkadaşlarım var. Bir kardiyologu düşünün ki 3-4 dakika içerisinde, bir hastaya “sen kalp hastasısın ya da değilsin” demek zorunda. Bu kadar büyük karar, bu kadar küçük bir süre içinde sizce verilebilir mi?

Sağlık Bakanı da “neden hastalara az vakit ayırıyorsunuz” diye sitem ediyor. Sizce mevcut durumda bunu sormaya hakkı var mı? Hekim “hekimlik” sıfatını bir süre sonra unutuyor. Alanımla ilgili örnek vereyim; kanal tedavisinin puanı, verilen emek karşısında o kadar az ki, çoğu diş hekimi arkadaş dişi kurtarmaktan ziyade, direkt çekiyor. Bu sistemle işin kalitesi önemli değil, sayısı önemli. Güzelce işini yapan hekim değil de, çok çok hasta bakıp yüksek puan yapan hekim alkış alıyor.

Hasta iyi olmuş ya da olmamış önemli değil. İşi görülmüş mü görülmemiş mi o önemli. Sağlık Bakanı istatistiklere bakıp “neden devlet hastanelerinde kanal tedavisi bu kadar az yapılıyor” diye soruyor. Peki, bunu sormaya hakkı var mı? Ayrıca bazı devlet hastanelerinde diş hekimliğinde kullanılan aletleri yıkayıp-sterilizasyon fırınına koyacak ya da röntgen çekecek yardımcı personel olmadığı için, bu işi de kendisi yapan diş hekimi arkadaşlarım var. Diş hekimi hasta mı baksın, alet mi yıkasın, film mi çeksin?

Hâlâ 4/B’li şeklinde diş hekimi atamaları da devam ediyor. İhalelerde ucuz malzemeler satın alınıyor. Yapılan işlerde hasta karşısında hekim sorumlu olduğu için bu da hekimin itibarını zayıflatıyor. Sterilizasyona çoğu hastanelerde önem verilmiyor. Düşünebiliyor musunuz; 2012 yılında hâlâ röntgeni olmayan hastanelerin ki olsa bile röntgen teknisyeninin olmadığını yerler var.

Diğer bir sorunumuz da diş teknisyenlerinin hasta ağzında çalışması. Normalde diş teknisyeni laboratuarlarda çalışır. Ama ülkemizde diş teknisyenleri “diş hekimi” gibi hasta bakıyorlar. Devletin bu konuda caydırıcı cezaları olmadığı için, çalışmaya da devam ediyorlar. Başka bir sorunumuz da bir hekimin çalıştığı ilçeden “süresiz geçici görevlendirme” alarak başka bir ilçeye, isteği dışında görevlendirilmesi. Aynı zamanda kadrosunun yeniden yapılandırma nedeniyle il merkezine alınması. Yani A ilçesinde çalışıyor, maaşını il merkezi düzenliyor, döner sermayesini B ilçesinden alıyor. Böyle bir karmaşık yönetim sistemi olabilir mi?

Aslında sorunumuz o kadar çok fazla ki, burada sunduklarımız sadece bir demeti…’’

Yorum siz okuyucularımızın, Sağlık Bakanımızın ve Sağlık Bakanlığı üst düzey bürokratlarının…

Twitter/onderaytac

E-mail: tarafı[email protected]

Bir yanıt yazın