Pazartesi , 23 Aralık 2024

Sinüzitteki tehlike

Tedbirini almadığınızda kör olma riski ile karşılaşabilirsiniz…

 Kulak Burun Boğaz, Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Opr.Dr. Özcan Acuner, sinüzit konusunda uyarılarda bulunarak özellikle soğukta kalınmaması, saçların ıslak kalmamasının başlıca korunma yollarından biri olduğunu belirtti.

Sinüzitin ilk ve en sık komplikasyonunun, iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklardan olduğuna dikkat çeken Dr. Acuner, alınacak tedbirlerle hastalıktan korunmanın mümkün olabileceğini belirtti.
Burun çevresindeki kemiklerin içinde yer alan kemik boşluklarına sinüs adı verildiğini anlatan Dr. Acuner, şöyle konuştu:

“Bu boşlukların iltihaplanmasına da sinüzit adı verilir. Burunun hemen yan taraflarındaki üst çene kemiğinin içinde bulunan ve sinüslerin en büyüğü olan sinüs maksiller sinüstür. Sinüslerin burun içine açılan bu küçük deliklerinin, herhangi bir sebep sonucu tıkanması ile sinüslerde enfeksiyon ve buna bağlı hastalık bulguları ortaya çıkar. Bu tıkanmanın nedeni;basit bir üst solunum yolu enfeksiyonunun uzaması olabileceği gibi burun alerjileri, burun içindeki kemik veya kıkırdak eğrilikleri,hatta burun içindeki et büyümeleri olabilir. Sinüsler, her kişide farklı boyutlarda olduklarından sesin tipinin oluşmasında görevleri olduğu gibi içleri hava ile dolu olduğundan kafanın ağırlığınında azaltılmasında da görevlidirler. Asıl önemli görevleri ise solunan havanın ısıtılıp nemlendirilmesi ve hergün belli oranda salgı yaparak havanın içindeki partikül ve zararlı organizmaların temizlenerek dışarı atılmasıdır”

Burun ve sinüsler, bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgeler olduğunu belirten Dr. Acuner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunur ancak normal çalışan bir sinüste iltihap her zaman olmaz. Çünkü, sinüslerin içini örten mukoza üzerinde mikroskobik olarak izlenebilen titrek tüyler vardır ve her zaman doğal deliklerine doğru bir akım sağlayarak kendilerini ve havayı temizler. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa kolaylıkla sinüs iltihabı (sinüzit) gelişir. Bakteri ve virüs dışında nadiren de olsa mantarlar da iltihap yapar. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası gelişir. Bu tür enfeksiyonlarda sinüslerin burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kemik eğriliği, et büyümesi,yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirirler”

SİNÜZİT BELİRTİLERİ
Sinüzit belirtileri hakkında uyarılarda bulunan Dr. Acuner, sözlerine şöyle devam etti: “Sinüzit genel olarak akut ve kronik (müzmin) olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi zordur. Akut ve kronik sinüzitin belirtileri biribirinden farklıdır. Akut sinüzitte hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle ağrı artar.Yüzde, sinüse uyan bölgeye basmak veya vurmakla bu ağrı artar. Ayrıca, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Yüzde şişlik ve göz altlarında morarma daha çok çocuklarda görülen bir bulgudur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir.

Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen ataklar halinde oluşabilen akut dönemler yaşayabilirler”

“Sinüzitli bir hastanın muayenesinde en çok görülen bulgu, burun içinde iltihaplı akıntı, burun içini döşeyen mukozanın şişmesi ve normal pembelikten kanlanmanın artmasına bağlı olarak, daha koyu bir renk almasıdır” diyen Dr. Acuner, “Yine genizden arkaya doğru akıntı ve yüzde hassasiyettir. Bu gibi bulguların görüldüğü ve sinüzitten şüphelenilen hastalara uygun tetkikler yapılır. Ancak hastanın muayenesinde çok belirgin bir bulgu olmadan da sinüzit olabileceği akılda tutulmalıdır. Yine sinüzitli hastalarda doktor sıklıkla da burun içinde kemik veya kıkırdak eğrilikleri, burun içinde polip denilen et büyümeleri ve normalde burun içinde bulunan ve konka denen etlerin şişliklerini tesbit edebilir. Burun içindeki yapıların rengi ve akıntıların rengi ile kıvamı da doktora hastalık hakkında bilgi verir. Hatta son zamanlarda muayene yöntemleri arasına giren endoskop denilen ve içinde bir ışık ve mercek bulunan ince çubuk şeklindeki aletlerle muayene doktorlara direkt görüş altında görünemeyen burun içindeki girintili ve dar alanları görmeyi sağlayarak faydalı bilgiler verir”

KÖRLÜĞE KADAR GİDEBİLEN TEHLİKE
İltihabın göz çukuru içine yayılmasının körlüğe neden olabileceğine dikkat çeken Dr. Acuner, şöyle konuştu: “Sinüzitin ilk ve en sık komplikasyonu, iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklarıdır. Böyle bir durumda ağrı göz içinde hissedilir.Gözde dışa doğru şişme ve göz etrafında morarma bulguları olabilir. Daha nadir komplikasyonlar;iltihabın beyin zarına veya beyin içine yayılarak abse oluşması, iltihabın sinüs içinde abseleşmesi ve kemik iltihabı sayılabilir. Bu tür durumlar oluştuğunda tedavi daha ciddi yapılmalıdır ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyat gerektirir”

Alınacak bir takım tedbirlerle hastalıktan korunmanın mümkün olabileceğini belirten Dr. Acuner, şunları söyledi:

“Hastaların sinüzit olmamak veya olunursa kolay tedavi edilebilmek için dikkat edebilecekleri birkaç şey vardır. Bunun için soğukta kalmamak, saçların ıslak kalmaması, yaşadıkları ortamın nemi ve ısısının uygun olması, sigaranın dumanında dahi kalınmaması, alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak kalınması gibi önlem alınabilir. Üst solunum yollarının nezle veya grip gibi virütik enfeksiyonların da uzun sürmesi durumunda daha ciddi tedavilere baş vurmakta hastalığın uzayıp bir sinüs enfeksiyonuna dönmesini engelleyebilir.

İHA

Haberturk sağlık

Bir yanıt yazın