Dizi, Türkiye’de 4 Haziran’da yayınlanan son bölümüyle ekrana veda etti. Peki neden?
‘Dünyanın en popüler TV şovu’ unvanını, diziyi 66 farklı ülkede izleyen 81.8 milyon kişi de destekliyor. Dizi, Türkiye’de 4 Haziran’da yayınlanan son bölümüyle ekrana veda etti. Peki neden? Bunun cevabını başroldeki isim, Dr. Gregory House yani Hugh Laurie ve yapımcı David Shore, The New York Times gazetesine verdikleri röportajda açıklığa kavuşturuyor…
GİZEM İÇİNDE KAYBOLACAK
Ekranın saygısız, benmerkezci ve eşsiz doktoru ‘House’u canlandıran Laurie, kendisine ilham veren, takıntılı hale getiren ve ürküten karakteri yıkmaya tam olarak hazır olmadığını söylüyor. Sekiz yılda, toplam 177 saat boyunca hayranlarını Fox kanalına kilitleyen dizinin bitme nedeni, reytingler değil. Yapımcılar, esrarengiz kişilik House’un, havada hâlâ biraz gizem varken kaybolmasının en iyisi olduğunu belirtiyor. Fox Başkanı Kevin Reilly, “Üzülsek de, boğazımız düğümlense de Hugh Laurie’yle yapımcılar David Shore ve Katie Jacobs’ın kararına saygı duyuyoruz” diyor.
IMDB reytinglerinin 10 üzerinden 8.6 verdiği dizinin başrolündeki Hugh Laurie, “Belki titreyen bir dağ gibi olurum, belki de arkama bakmadan uzaklaşır giderim. Ama bildiğim tek bir şey var ki, onu çok özleyeceğim” diyerek finali nasıl karşılayacağını hâlâ bilemediğini söylemişti.
HERKES ÖZLEYECEK
 Aktör, bu konuda yalnız değil. 45 dakikalık diziyi her hafta ‘kucaklayan’ izleyiciler, Sherlock Holmes edasıyla, tanı ve teşhisleriyle hastalıkları veya olayları çözen ‘Doktor’u bağrına bastı. Dizinin bu kadar ilgi görmesi, Laurie’yi biraz şaşırtmış, “Karakter ve olayların anlatımı çok fazla söze dayalı. Yani bir dilin ifade özelliklerini ve metaforlarını fazlasıyla belirtiyor. Mesela diyalogları Türkçe’ye nasıl çevirdiler anlayamıyorum.”
Ama çeviriyorlar, tıpkı diğer dillere çevirenler gibi. İncinmiş ve zayıf karakter ‘Dr. Foreman’ı oynayan Omar Epps, İtalya’nın küçük, sakin bir kasabasında bile tanınıp, “Dr. Foreman!” olarak kendisine seslenilmesini yadırgıyor. Epps, durumu “İnanılmaz!” olarak nitelendiriyor.
BAŞARI VE HÜZÜN BİR ARADA
David Shore, finalin yönetmen koltuğunda da oturan isim oldu. Final bölümünün adı, ‘Everybody Dies/Herkes Ölür’. Bu isim, Dr. House’un yaşam felsefesi, “Everybody lies/Herkes yalan söyler’ mottosundan geliyor. Bitişi kabullenen Shore, dizinin bu kadar uzun sürmesini ve artık bir sona yaklaşmasını teselli olarak görüyor. Yönetmen, “Bir yanım, ‘Daha yeni başlamamış mıydık? Altıncı bölümdeyiz değil mi?’ diye soruyor. Bir yanımsa, ‘Bu denli başarıyı hiçbir zaman hayat etmemiştim’ diyor” diyerek şaşkınlığını özetliyor.
‘HOUSE’U DİĞERLERİNDEN AYIRAN NE?
Prodüksiyona önem verilmesi ve başını Hugh Laurie’nin çektiği çalışanların yazma ve oynamadaki başarısı, projeyi yukarılara taşıdı. Projeden önce ‘Tony Soprano’ serisi, kablolu televizyon dünyasını yeni çeşit anti-kahramanlar için bir cennet haline getirdi.
‘Breaking Bad’, ‘Mad Men’, ‘Homeland’ ve ‘Nurse Jackie’ gibi dizilerde hep bu kahramanlar vardı ama onlar sadece kablolu kanallardaydı. ‘House’ ise daha geniş bir network’e dalarak, burada bukalemunlar değil geleneksel şampiyonlar yaratmayı amaçladı.
Dr. House karakteri, hastalarının evlerine izinsiz girmek ve çalışanlarının aşk hayatlarına müdahale etmek gibi rezilliklere açıktı. Seksle ilgili yaptığı yorumlar ve ilaç bağımlılığını da unutmayalım. Shore, “Kanallara böyle bir karakterin ilginç olabileceğini bir an bile düşündürmüşsem ne mutlu bana” diyor.
‘DOĞRU SÖYLEME ŞOVU’
 Dr. House, aynı zamanda muziplikleriyle ünlü. Bu muzipliklerinin birçoğunu da dizideki tek arkadaşı, Robert Sean Leonard’ın oynadığı ‘Dr. James Wilson’a yapıyor. Leonard, “İnsanlar, karakterimin nasıl olur da böyle bir adamla arkadaş olabildiğine şaşırıyor. Ben de, ‘Peki siz neden onu izliyorsunuz?’ diye soruyorum onlara. Dr. House; anti-sosyal, zeki, sinir bozucu, saygısız, piyano çalan, burbon içen ve genel kültürü geniş bir adam. Neden ondan hoşlanmayalım ki?” diyor. Bu sözlere David Shore da katılıyor, eklemeler yaparak: “Dr. House, geleneksel kahramanlardan farklı olarak, başka bir kategorideki kahraman. Çünkü o da sadece gerçeğin peşinde. Dizi, medikal bir şov değil, doğru söyleme şovu.”
“AYARI FARKLI”
 Peki Hugh Laurie, karakterini nasıl görüyor? İşte cevabı: “Alaycı, hastalıklı, çoğu zaman intihara hazır bir karakteri canlandırmak insanı etkiliyor. Ve bir süre sonra sonra size oyunlar oynamaya başlayabiliyor. Bunu neden yaptığını sorgulamaya başlıyorsun. Aklı başında biri bunun, saçma olduğunu ve sadece bir TV şovundan bahsettiğimizi söyleyebilir. Ama sadece TV şovu olduğunu düşünseydik, o zaman TV şovu değil, iptal edilmiş TV şovu olurdu. Onu seviyorum. Çok yalnız bir adam. Harika bir şaka anlayışı var, kendiyle dalga geçebiliyor. Sadece farklı şekilde ayarlanmış. Meleklerin tarafında ama melek olmak zorunda değil. Çoğunlukla da değil zaten. Ama içinde bir yerlerde şiddetli ve erdemli bir alev olduğunu biliyorum.”
DR. HOUSE KiMDiR?
 Anti-sosyal, ağrı kesici bağımlısı, esprili, aksi, huysuz ve küstah bir doktor Gregory House. Fakat kesinlikle çok akıllı, çok pratik, işinde fazlasıyla iyi. Sağ bacağındaki rahatsızlığı yüzünden koltuk değnekleriyle bütünleşmiş karizmatik doktor tam bir dahi. Kimsenin tanı konamadığı hastalıkları bir bakışta anlıyor ve ekibiyle birlikte herkesi iyileştirmeye çalışıyor. Dolayısıyla ünü tüm ülkeye yayılmış durumda. Fakat hastalarını iyi ederken, ekibindeki doktorların da psikolojisini bozmaktan çekinmiyor.
(Milliyet)