Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası, ÖSYM’nin Aralık 2010 TUS sorularında hata bulunduğunu ve bu sebeple kimi soruların yargı kararıyla iptal edildiğini duyurarak, sınava giren hekimlerin puanlama ve yerleştirmelerinde değişiklik yapmasıyla ilgili olarak, bugün (4 Eylül 2012) ortak basın toplantısı düzenledi.
TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen, TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Melda Pelin Yargıç, Dr. Filiz İncekara ve Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özden Şener’in katıldığı basın toplantısında, sözkonusu olay skandal olarak nitelendi ve ÖSYM Başkanı Ali Demir’in istifası istendi.
TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan, gazetecilerin sorusu üzerine hem yaşadığı şehir bakımından hem de seçtiği uzmanlık alanı bakımından hekimlerimizi zora sokan, yeniden tercih yapmaya iten bir durum olduğunu belirterek, TTB’ye bu yönde şikayetler geldiğini bildirdi. ÖSYM’nin Danıştay’da yargı sürecinin hala devam ettiği ve sonucun ÖSYM lehine olması halinde hekimlerin gittiği yerden yeniden ayrılmak zorunda kalabilceği yönünde bir duyurusu da olduğunu belirten İlhan, “Biz bu kadarına da artık pes diyoruz. ÖSYM’yi bu sorumsuz tavrından geri adım atmaya, bilirkişi raporu ile tespit edilmiş mahkeme kararına uymaya ve hekimleri daha da zorlayacak adımlar atmamaya davet ediyoruz” diye konuştu.
Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özden Şener, ÖSYM’nin son birkaç yıldır beceriksiz ellerde olduğunu belirterek, “O kadar çok hata yapılıyor ki, sanki ÖSYM kasten çökertilmeye çalışılıyor” diye konuştu. “Bu kadar çok hata yaptığınız zaman kim olursanız olsun, artık o görevde kalmamanız gerekir” diyen Şener, bu tür görevlerin bu kadar çok hata kaldırmadığını, insanların hayatı ile oynandığını kaydetti. Şener, “Güvenlik nedeni ile TUS’un ertelenmesi bir skandaldı. Çünkü o zaman da insanları maaşsız, 3 ay evde oturttunuz. Şimdi de bir buçuk yılını çalıyorsunuz. Bu bir kamu zararıdır da aynı zamanda. Boşuna verildi size o eğitim. Yer değiştirdiniz ve çöpe gitti aldığınız o eğitim. Bu kamu zararının bir sorumlusu olmayacak mı? Hiç değilse bir kişi ‘pardon yanlış yaptık özür dileriz’ diyerek çekilebilmeli” dedi.
TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen de, TUS’un önemli bir sınav olduğuna dikkat çekerek, bu kadar kapsama alanı geniş sınavlar yaparken, mutlaka o konuyla ilgili kurumlarla da işbirliği içinde olunması gerektiğine işaret etti. TUS’da “soru yanlışı” diye bir şeyin kabul edilemeyeceğini belirten Erişgen, TTB olarak TUS konusunda ÖSYM ile birlikte çalışmayı talep ettiklerini bildirdi. Erişgen, “Görüyoruz ki şu anda ÖSYM asla güvenilir bir kurum değil. Hekimler güvenebilmek için TTB’den bu bu sınava müdahil olmasını istiyorlar. TTB’nin bu sürece dahil olması hekimlerin gözünde bu sınavın güvenilirliğini artıracaktır” diye konuştu. Erişgen, TUS ve benzeri sınavların nasıl hazırlanması ve nasıl olması gerektiğine dair bir raporu da hazırlayarak ÖSYM’ye ileteceklerini bildirdi.
04.09.2012
BASIN AÇIKLAMASI
YENİ BİR ÖSYM SKANDALI
İstifa için kaç skandal daha bekleniyor?
31 Ağustos 2012 tarihinde ÖSYM tarafından 2010 yılı sonbahar dönemi TUS sorularında hata bulunduğu ve bu sebeple yargı kararı ile kimi soruların iptal edildiği duyurulmuş; internet sayfalarında adayların kişisel şifreleri ile girebildikleri bir bölümden kendileri ile ilgili yeniden puanlama ve yerleştirme sonuçlarını öğrenebildikleri anlaşılmıştır.
Yaklaşık iki yıl öncesinde yapılan sınav sonrası, meslektaşlarımız uzmanlık eğitimine başlamak üzere çeşitli bölümlere yerleştirilmiş, birçoğu şehir değiştirmiş, evini, ailesini taşımış, yeniden düzenlerini kurmuştur. Yerleştirilmediği bilgisini alanlar ise yeniden sınav hazırlıklarına başlamış, başarılı olabilmek için zaman, emek ve para harcamıştır. Bir buçuk yıl sonra hekime uzmanlık alanını değiştirebileceği, TUS’ta başarılı olmak için uğraşan hekime aslında bu süre boyunca uzmanlık eğitiminin önemli bir kısmının tamamlamış olması gerektiği söylenmektedir. Puanı düşük geldiği için hiç tercih yapmayan meslektaşlarımızın yeni sıralamaya göre tercih yapma hakkı doğmamıştır. Sonuç olarak, çok sayıda meslektaşımız değişik şekillerde hak kaybına uğratılmıştır.
Bu sınavdan sonra üç TUS daha yapılarak yeni adaylar çeşitli uzmanlık bölümlerine yerleştirilmiştir. Şimdi de yargı kararı ile saptanan kusurlu işlem sonucu puanlar yeniden oluşturularak plansız yeni yerleştirmeler yapılmıştır. Bu, bir buçuk yıl emek vermiş, emek verilmiş asistanın ayrılabileceği, başka bir asistanın gelebileceği anlamına gelmektedir. Uzmanlık eğitiminde plansız asistan sayısı değişikliklerinin, bölümlerde eğitimin programlanması ve sürdürülmesi bakımından önemli sorunlar doğuracağı açıktır.
Kusurlu idari işlemden etkilenen adaylarla ilgili olarak ÖSYM’ye başvuru yapılmıştır. Kusurlu idari işlem sebebiyle hak kaybına uğrayan meslektaşlarımızın haklarının korunması için Türk Tabipleri Birliği her türlü desteği sağlayacaktır. ÖSYM adaylara ilettiği duyurularda Danıştay nezdinde itiraz sürecinin devam ettiği ve bu süreçte yeniden yerleştirmelerin geri dönebileceği uyarısında bulunmaktadır. Böyle bir ihtimalde zaten mağdur olan hekimlerin daha da zor durumda kalacakları, hatta bundan duydukları tedirginlik nedeniyle hak ettikleri yerlere gitmekten çekinecekleri anlaşılmaktadır. ÖSYM’yi genç hekimlerimizin daha fazla mağdur etmekten vazgeçmeye ve bilirkişi raporlarına dayanan iptal kararına kabul etmeye çağırıyoruz.
ÖSYM, insanların iş yaşamlarını, akademik yaşamlarını etkileyen sınavlar düzenlemektedir. Bu denli önemli sınavların niteliğinden, güvenilirliğinden kuşku duyulmamalıdır. Ne yazık ki ÖSYM’nin düzenlediği sınavlarla ilgili nitelik ve güvenlik sorunları sıklıkla yaşanmaktadır. ÖSYM’nin güvenilirliğini ve saygınlığını yeniden kazanması gerekmektedir. Bunun için kurumu yıpratan bu olayların sorumluları başta ÖSYM Başkanı Ali Demir olmak üzere gecikmeden istifa etmelidir.
Kuşkusuz tıptan polisliğe, seçme sınavından yerleştirme sınavına kadar geniş yelpazede sınav düzenlenmesi kolay değildir. Doğru soruların yer almasının yanı sıra sınavlarda soru dağılımı, zorluk derecesi ve kapsayıcılık bakımından bir standardizasyon da sağlanmalıdır. Tüm zorluğuna rağmen yetkin, yeterli, her kesimin güvendiği bir kadro ile ve gerçek anlamda özerk bir yapı ile merkezi sınavların sürdürülmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Çok farklı alanlarda sınav hazırlarken de kuşkusuz alanın diğer özerk bileşenleri ile işbirliği yapılmalıdır.
Türk Tabipler Birliği, TUS, yan dal uzmanlık sınavları gibi alanı ile ilgili tüm sınavların nitelikli ve güvenilir olması için ÖSYM ile birlikte çalışmayı talep etmektedir. Tıp eğitimcileri, ölçme değerlendirme uzmanları ile birlikte TTB’nin sınavların niteliği, kapsayıcılığı, geçerliliği, güvenilirliği konularında önerilerini içeren bir rapor hazırlayarak ÖSYM ve kamuoyuyla paylaşılacaktır.