Pazar , 22 Aralık 2024

Akademisyenlikte ÜDS ve KPDS Baraj puanı 65 oluyor!

YOK

İşte Yeni YÖK Yasasının Tasarısının Tamamı 

YENİ BİR YÜKSEKÖĞRETİM YASASINA DOĞRU

Yükseköğretime yönelik talep küresel olarak artmakta, bütün dünyada yükseköğretim

alanı genişlemektedir. Türkiye yükseköğretim alanı da gerek küresel eğilimlere ve
gerekse 21. Yüzyıl Türkiye’sinin ihtiyaçlarına uygun olarak büyümektedir. Türkiye
Yükseköğretimi erişim sorununun önemli ölçüde azalmaya başladığı, her ilimizde en
az bir üniversite açıldığı, İstanbul, Ankara ve İzmir’in yanısıra bazı büyük Anadolu
kentlerimizde de sayıları üçü, dördü bulan üniversite sayılarına ulaşıldığı ve
kontenjanların genişlediği bir dönemi yaşamaktadır.
Gelişmiş, müreffeh ve küresel dünyada rekabet edebilen bir Türkiye için söz konusu
büyüme trendinin sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi elzemdir. Bununla birlikte mevcut
yükseköğretim sistemimiz, bu büyüme sürecinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi
ve kaliteli bir yükseköğretim alanı inşa edilebilmesi noktasında bir yeniden
yapılandırma ihtiyacı ile karşı karşıyadır. Söz konusu yeniden yapılandırma
sürecinde, üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite standartları içerisinde
gelişebilmesine, kurumsal özerklik ve hesap verebilirliğine, rekabet imkânlarının
geliştirilmesine ve finansal esneklik içerisinde faaliyet gösterebilmelerine imkân
tanıyacak bir sistem hedeflenmektedir.
Yükseköğretim sistemimizin yeniden yapılandırma süreci, bölgesel ve küresel bir güç
olma iddiası taşıyan ülkemizin rekabet üstünlüğünün geliştirilmesi, yaşam kalitesinin
arttırılması, sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılabilmesi ve demokratik bir siyasal
kültürün geliştirilmesi için de bir araç olarak görülmektedir. Üniversitelerimizi
çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat
altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada varolduğu, farklı paradigma,
yaklaşım ve tezlerin birbirileriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet
faaliyetlerinde bulunulduğu mekanlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden
yapılandırma sürecinden geçmektedir.
Önümüzdeki yılların bütün dünyada yükseköğretim alanında yoğun bir
uluslararasılaşma, kitleselleşme ve kalite rekabetinin yaşanacağı bir zaman dilimi
olacağı dikkate alındığında yükseköğretim kurumlarımızın kurumsal olarak daha
özerk, rekabete daha açık, daha esnek ve daha güçlü bir biçimde örgütlenebilmesinin
önü açılmalıdır. Yükseköğretim kurumlarımızın dünyadaki saygınlıklarının artması, 2
bir yandan bölgesinin zenginliklerinden beslenen diğer yandan dünyayla daha çok
bütünleşen bir yapıya kavuşabilmelerine, daha çok ve nitelikli uluslararası öğrenci ve
araştırmacı çekebilmelerine, uluslararası araştırma ve yenilik kapasitesi
geliştirebilmelerine ve rekabette daha avantajlı konumlar elde edebilmelerine bağlıdır.
Yeniden yapılandırma sürecinin başlıca adımı, yeni bir yükseköğretim yasasıdır.
Yaklaşık 1.5 yıldır Yükseköğretim Kurulu bünyesinde çeşitli safhalardan geçerek
tartışılan yeni yasa çalışmaları belli bir olgunluğa erişmiş, bütün paydaşlarla tartışmak
ve fikir alışverişinde bulunmak aşamasına varılmıştır. Bu süreçte, Yükseköğretim
Kurulu bünyesinde şekillendirilmeye çalışılan yasa çalışmalarının ana dayanağı, Mart
2011’de kamuoyuna ilan edilen “Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılmasına Dair
Açıklama”da belirtilen temel amaçlar ve ilkeler olmuştur: (bkz.
https://basin.yok.gov.tr/ ?page=duyurular&v= read&i=248).
1. Çeşitlilik
2. Kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik
3. Performans değerlendirmesi ve rekabet
4. Mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı
5. Kalite güvencesi
Tartışmaya açılan yasa çalışmasının dayandığı temel ilkelerin başında çeşitlilik ilkesi
gelmekte, üniversiteleri farklılaştırmaya eğilimli bir yapı hedeflemektedir. Özellikle
üniversite yönetimlerinin tek-tip ve merkezî politikalar ekseninde yapılandırılması
yerine, farklı özelliklerdeki üniversitelerin farklı yönetim modelleri eşliğinde
faaliyette bulunabilmeleri öngörülmektedir. Bunun yanında yükseköğretim
kurumlarımızın özellikle bölgesel dinamikleri ve ihtiyaçları da gözeterek farklı
alanlara odaklanabilmelerini, gerekli yetkinliklere sahip üniversite ve/veya
yükseköğretim birimlerimizin araştırma işlevlerini öne çıkarabilmelerini mümkün
kılan bir yapı tasarlanmaktadır. Yine bu çerçevede çeşitlendirilmiş eğitim tekniklerine
imkan tanıyan bir yapı kurulmakta, yüz yüze eğitimi önemsemekle birlikte
çeşitlendirilmiş uzaktan eğitim model ve örgütlenmelerine de imkan tanıyan bir
öğretim ortamı oluşturulmaktadır. 3
Bu doğrultuda Yükseköğretim Kurulu bünyesinde yürütülen yasa çalışmaları,
yükseköğretimde kurumsal özerkliği teşvik etmekte, yükseköğretim kurumlarımıza
yaptıkları akademik üretim (eğitim, araştırma ve toplumsal hizmet alanlarında)
üzerinden kendi alanlarını genişletme imkanı sağlanmaktadır. Yükseköğretim Kurulu
bünyesinde tartışılamaya başlanan yasa hazırlıkları, kurumsal özerkliğin teminat
altına alınabilmesi adına şeffaflığı ve hesap verilebilirliği de bir zorunluluk olarak
görmekte, yükseköğretim kurumlarımızın yerel, ulusal ve uluslararası düzlemlerde
hesap verebilir hale gelmelerini öngören bir yapı tasarlamaktadır. Bu bağlamda bütün
yükseköğretim kurumları şeffaf bir yapı içerisinde kendi kurullarına, öğrencilerine,
öğretim elemanlarına, bulunduğu bölgeye, ilgili üst-kurula ve ulusal ve uluslararası
kalite kuruluşlarına hesap verebilecektir.
Çeşitlilik ve kurumsal özerklik ilkelerini bütünleyen bir diğer ilke ise rekabet imkan
ve ortamlarının geliştirilmesidir. Yeni bir yükseköğretim yasası öngörülürken, yapılan
tespitlerden biri ülkemiz yükseköğretiminin en önemli sorunlarından birinin mevcut
rekabetsizlik ortamı olduğudur. Rekabeti teşvik etmek, yükseköğretim kurumlarının
performansı öne çıkaran bir yönetim modeli geliştirmesini zorunlu kılmaktadır.
Akademik üretimi merkeze alan bir yapı önerildiği için, akademisyenlerin
performansları doğrudan kurumun performansına yansımaktadır. Önerilen bu yapının
arkasındaki zihinsel önermelerden biri de, nitelikli öğretim elemanlarının akademik
yapının kilit taşları olduğudur. Zira yükseköğretim kurumlarının, bünyelerindeki
öğretim elemanlarının akademik başarı puanları üzerinden konumlandırılmaları ve
böylelikle Türkiye yükseköğretim alanı içindeki yerlerinin farklılaşabilmesi
düşünülmektedir.
Bütün bu sürecin önemli adımlarından biri de yeni bir yükseköğretim finansman
modeli geliştirebilmektir. Bu nedenle yeni yasanın tasarım sürecine yön veren
ilkelerden biri de yükseköğretim kurumlarımızın mali esneklik içerisinde hareket
edebilmeleri ve finansal kaynaklarını çeşitlendirebilmeleridir. Bu yapı içerisinde
üniversitelerimizin bölgesinden ve mezunlarından daha fazla katkı alabilmelerini
teşvik eden bir sistem öngörülmektedir. Bunun yanında üniversitelerimizin
uluslararası projeler üreterek kaynak sağlamalarının da yolu açılmaktadır. Mali
kaynakların çeşitlendirilmesi (çok kaynaklı gelir yapısı) tek başına yeterli değildir;
Buna, kaynak kullanımında esneklik de dahil edilmektedir. Yeni yasa, üniversitelerin 4
bütçe kullanımında daha esnek bir çerçeve içerisinde hareket edebilmelerine imkan
tanımayı amaçlanmaktadır.
Yeni yasanın tartışma sürecine yön veren ilkelerden biri de Türkiye
yükseköğretiminin başarılı uluslararası muadilleri ile yarışabilecek ölçüde bir kalite
ve denetim sistemine kavuşmasının elzem olduğudur. Bu bağlamda Yükseköğretim
Kurulu bünyesinde şekillendirilmeye çalışılan yasa önerisi uluslararası tanınırlığı olan
bir kalite sisteminin inşasını temel almakta, Yükseköğretim Kurulu’nun en önemli
işlevlerinden biri olarak rekabetçi bir ortamın oluşumuna katkıda bulunacak bir kalite
ve akreditasyon sistemi geliştirmeyi bir zorunluluk olarak görmektedir.
Yükseköğretimin yeni yasal çerçevesi içerisinde “Yükseköğretim Kurulu”, bugüne
kadar olduğu gibi sadece girdi kontrolü değil, süreç ve çıktı kontrolü de yapmak
zorundadır.
Yeni yükseköğretim yasasının aciliyetlerle değil, Türkiye’nin gerçek ihtiyaç ve
potansiyelleri gözetilerek hazırlanması gerektiği, bunun yanında yükseköğretim
birikimimizin birbirini dışlayan ikilemlerin (piyasa-devlet, yerel-ulusal, küreselulusal, araştırma-eğitim, atama-seçim) tuzağına düşmeden özgün modeller
geliştirebilecek potansiyeli taşıdığı sürekli hatırda tutulması gereken bir durumdur.
Bütün bu gerekçe ve hedeflerle Yükseköğretim Kurulu, yukarıda ifade edilen genel
kabuller doğrultusunda yeni yükseköğretim yasası çalışmalarını başlatmış ve daha
nitelikli eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal hizmet girişimlerine imkan tanıyan
bir yasal zemin arayışına girişmiştir. Yükseköğretim Kurulu, söz konusu arayışın bir
uzantısı olarak bugüne kadar geliştirdiği, uzun bir tartışma süreci içerisinde
olgunlaştırdığı ve yasa yapım sürecinin ana unsurlarını oluşturacak olan yaklaşımları,
temaları ve modelleri tartışmaya açmaktadır.
Aşağıdaki metin, Yükseköğretim Kurulu bünyesinde yeni Yükseköğretim Yasası
etrafında yapılan çalışmalarda öne çıkan eğilimleri ve bazı tartışma başlıklarını
özetlemektedir. Bu metnin Türkiye Yükseköğretiminin bütün paydaşları ile
paylaşılmasındaki başlıca amaç, burada öne çıkan öneri, eğilim, model ve
alternatiflerin Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen çeşitlilik, kurumsal
özerklik ve hesap verilebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik
ve çok kaynaklı gelir yapısı ile kalite güvencesi ilkeleri etrafında zenginleştirilerek, 5
ülkemizin 21. Yüzyıl vizyonuna uygun, nitelikli bir yükseköğretim alanı inşa
edilmesine katkıda bulunmaktır.
Aşağıda gündeme getirilen öneri, eğilim, model ve alternatiflerin yükseköğretim
uzmanları, yükseköğretim kurumlarının yönetici ve mensupları, kamu ve sivil toplum
kuruluşlarının temsilcileri başta olmak üzere toplumumuzun farklı kesimlerince
tartışmaya açılarak zenginleştirilmesi en temel beklentimizdir.
∗

Yeni yasanın tasarım sürecinde, yükseköğretim kurumlarının finansman ve işleyiş,
yönetim ve yoğunlaşma alanları itibariyle farklılaştırılması gerektiği fikri ön plana
çıkmaktadır. Bu doğrultuda yükseköğretim kurumlarının,
finansman ve işleyiş açısından devlet, vakıf ve özel yüksek öğretim kurumları,
yönetim açısından kurumsallaşmış ve kurumsallaşmakta olan yüksek öğretim
kurumları ve yoğunlaşma alanları itibariyle araştırma ve eğitim ağırlıklı yüksek
öğretim kurumları olarak farklılaştırılabileceği fikri belirginleşmiştir. Aşağıda
sunulan modeller ve tartışma başlıkları yükseköğretim kurumlarının bu üç alan
içindeki konumları esas alınarak öne sürülmektedir.
Bu çerçevede elinizdeki metin sekiz ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde,
yükseköğretim kurumu statüleri, ikinci bölümde yükseköğretim kurumunun
yönetimindeki ana organlar, üçüncü bölümde yükseköğretim alanının koordinasyonu
ve üst yönetimi, dördüncü bölümde eğitim, beşinci bölümde yükseköğretimde
araştırma, altıncı bölümde yükseköğretimin toplumsal hizmet rolü, yedinci bölümde
yükseköğretimin denetimi ve kalite sistemi ve sekizinci bölümde öğretim elemanı
atama yükseltme süreçleri ele alınmaktadır.

1. YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU STATÜLERİ
Yükseköğretim Kurumlarının görevlerinin,
• Bireylerin fırsat eşitliği içinde bilgi, beceri ve yetkinlik ile donatılmasına,
eleştirel düşünme becerilerine sahip, insan hakları, demokrasi ve kültürel
değerler konusunda duyarlı ve aktif olmasına yönelik eğitim öğretim hizmeti
vermek,
• Bilimsel bilgi ve teknoloji üretimine yönelik araştırmalar ve yayınlar yapmak,
• Toplumsal ihtiyaçların giderilmesi bakımından kamu hizmeti üretmek, ülkenin
gelişmesini ilgilendiren sorunlarını öğretim ve araştırma konusu yapmak,
ihtiyaçlara uygun meslek elemanlarının yetişmesine katkıda bulunmak,
• Yükseköğretim kurumlarında özgürce araştırma ve bilimsel çalışma yapılması
ve topluma sunulması için uygun ortam hazırlamak,
olarak nitelendirildiği yeni yapıda üç farklı yükseköğretim kurumu statüsü
öngörülmektedir:
1) Kamu tüzel kişiliğini haiz ve kanunla kurulan Devlet yükseköğretim kurumu, 2)
Özel hukuk tüzel kişiliğini haiz ve Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu kararı ile kurulan Vakıf yükseköğretim kurumu ve 3) Özel hukuk tüzel
kişiliğini haiz ve Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile
kurulan Özel yükseköğretim kurumu.
Bu yeni yapıda Yabancı Yükseköğretim Kurumları da öngörülmektedir. Buna göre,
yabancı yükseköğretim kurumlarının Türkiye’de fakülte, enstitü ve meslek
yüksekokulu açabilmesine Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin
verilebilir. Ayrıca, Türkiye’deki devlet yükseköğretim kurumlarının yurtdışında
yükseköğretim birimi açabilmesine Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile
izin verilebileceği; Türkiye’deki vakıf ve özel üniversitelerin ise Kurula bilgi vermek
suretiyle yurtdışında birim kurabileceği değerlendirilmektedir.7
Devlet Üniversitelerinin üst yönetiminde kurumsallaşma derecelerine göre farklı
modellerin uygulanması bu üniversitelerde sağlıklı ve etkin bir yönetim süreci için
gerekliliktir. Bu nedenle belirlenen şartları taşıyan kurumsallaşmış bazı
üniversitelerde Üniversite Konseyi kurulabilecektir.
Devlet üniversitelerinde Bakanlar Kurulu kararı ile kurulacak olan Üniversite
Konseyinin kuruluş şartları arasında, şu anki tartışmalar itibariyle, en az 10 yıldan
beri faaliyette olması; son 5 yıl içinde yükseköğretim kurumunun bütçesinin, Kurul
tarafından belirlenen miktarının kendi öz gelirlerinden elde edilmesi; öğretim
elemanlarının son 3 yıllık akademik faaliyet puan ortalamasının, 10 yıldır faaliyetini
sürdüren devlet üniversitelerinin öğretim elemanlarının ortalamasından fazla olması;
öğretim elemanlarının en az üçte ikisinin katıldığı bir oylamada katılanların salt
çoğunluğunun oyu ile kabul edilmesi ya da oylama olmaksızın Yükseköğretim Kurulu
tarafından doğrudan Bakanlar Kuruluna teklif edilmesi gibi şartlar bulunmaktadır.
Üniversite Konseyi, mevcut öneride, 11 kişiden oluşur. 5 üye üniversitenin her biri
farklı fakültelerden ve bölüm başkanı ve üstü herhangi bir idari görevi olmayan kendi
öğretim üyeleri arasından; 2 üye Bakanlar Kurulu tarafından; 2 üye Yükseköğretim
Kurulu tarafından (ilgili üniversitenin profesörleri) arasından seçilir. Bu 9 üyenin
seçeceği 1 üye ilgili üniversitenin mezunları arasından; 1 üye üniversitenin bulunduğu
ilde en çok vergi verenler arasından ve/veya üniversiteye en çok bağışta bulunanlar
arasından seçilir.
Üniversite Konseyi, rektör ve dekanları seçer ve atar; Üniversite stratejik planını ve
performans programını onaylar; üniversite yatırım programını karara bağlar;
Üniversite adına kamulaştırmaya, gayrimenkul satın alınmasına ve üniversitenin
mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesisine karar
verir; öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini Yükseköğretim Kurulu
tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirler; sözleşmeli öğretim
elemanlarına ve idari personele yapılacak ücret ve diğer ödemeleri belirler; senatonun
ve üniversite yönetim kurulunun bazı kararlarını onaylar.8
Kurumsallaşmış ancak üniversite konseyi kurulabilmesi için öngörülen kriterleri
karşılamayan üniversitelerde ise mümkün olduğu kadar, kurumsal özerklik, şeffaflık
ve hesap verilebilirlik ilkeleri ve Kurulun belirlediği standartlar çerçevesinde, senato
ve üniversite yönetim kurullarına (aşağıda ilgili kısımlarda görüleceği üzere) yetki
devri yapılması planlanmaktadır.
Yeni kurulan veya kuruluşu üzerinden belli bir süre geçmemiş (örneğin 10 yıl)
ve/veya öğretim üyesi sayısı belli bir sayıya ulaşmamış (örneğin 100) olan
yükseköğretim kurumları ise kurumsallaşmakta olan yüksek öğretim kurumları
olarak tavsif edilmektedir. Henüz kurumsallaşmasını tamamlayamamış bu
üniversitelerin ise, bir yandan bulundukları ilin ve bölgenin, diğer yandan ülkenin
ihtiyaçları doğrultusunda stratejik planlama ve kalite güvencesi süreçleri
doğrultusunda yapılandırılmaları ve bu bağlamda kurumsallaşmalarını tamamlayana
kadar Yükseköğretim Kurulu (ve ilgili kurum ve kuruluşlar) ile koordineli bir şekilde
çalışmalarına devam etmeleri planlanmaktadır.
2. YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUNUN YÖNETİMİNDEKİ ANA ORGANLAR
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılma sürecinde düzenlenmesi gereken en önemli
alanlardan biri de üniversitelerin hangi ana organlar tarafından yönetileceği, bu
organların nasıl belirleneceği konusudur. Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarının
rektörlük, senato, üniversite yönetim kurulu, fakülte, enstitü ve bölüm gibi temel
organları, yönetici ve üyelerinin kompozisyonu, üniversite yönetim süreçlerindeki
yetki, görev ve sorumlulukları aşağıdaki şekillerde formüle edilmektedir.
Rektör
Yeni yasa süreci ile ilgili yürütülen tartışmada devlet üniversitelerinde Rektör’ün,
profesör unvanına sahip olan öğretim üyeleri arasından 5 yıllığına atanması; Bir
kişinin aynı devlet üniversitesinde üst üste iki defa rektörlük yapamaması; Bir devlet
üniversitesinde üç bilim alanından (fen ve mühendislik bilimleri, sosyal ve beşeri
bilimler, sağlık bilimleri olmak üzere) iki defa üst üste rektör seçilememesi
önerilmektedir. Öğrenci sayısının 50.000’in üzerinde olduğu üniversitelerde 5 rektör 9
yardımcısı görevlendirilebilmesi tartışılmaktadır. Bu bağlamda rektörün görevleri,
üniversiteyi stratejik planına ve performans programına, Yükseköğretim Kurulunun,
üniversite senatosunun ve üniversite yönetim kurulunun kararlarına uygun olarak
yönetmek; Senato ve üniversite yönetim kuruluna başkanlık etmek; Üniversite
birimleri arasında düzenli ve uyumlu çalışmayı sağlamak; Üniversite tüzel kişiliğini
temsil etmektir.
Rektör atama süreçleri
Rektör atama süreçleri, Üniversite Konseyi kurulan, kurumsallaşmış fakat konsey
kurulmamış ve kurumsallaşmakta olan devlet üniversitelerinde farklı şekillerde
işlemektedir.
Üniversite Konseyi oluşturulan üniversitelerde rektör atama süreci, Üniversite
Konseyi tarafından Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu marifetiyle yürütülür.
Komisyonun belirlediği ve Konseyin onayladığı başvuru şartları ile ilana çıkılır.
Komisyon, bu ilana başvurmuş profesör adaylar arasından gerekçesini belirterek 3
kişi belirler. Bu 3 kişiden biri, üniversite konseyi tarafından seçilir ve konsey başkanı
tarafından atanır.
Kurumsallaşmış fakat konsey kurulmamış üniversitelerdeki rektör atama
süreçleri söz konusu olduğunda farklı alternatifler gündeme gelmektedir.
Birinci alternatife göre bir Yükseköğretim Kurulu üyesi başkanlığında Rektör
Adaylarını Belirleme Komisyonu oluşturulur. 2 komisyon üyesi Kurul tarafından,
Yükseköğretim Kurulu üyeliği, rektörlük veya dekanlık yapmış öğretim üyeleri
arasından seçilir. 3/4 üye, ilgili üniversite senatosu tarafından, farklı fakültelerden
seçimle gelen kendi üyeleri arasından belirlenir. Bu 5/6 kişi tarafından: 1 üye,
üniversitenin bulunduğu ildeki en çok vergi verenler ve/veya üniversiteye en çok
bağışta bulunanlar arasından seçilir. 1 üye ise varsa ilgili üniversite mezunlarının
kurduğu en çok üyeye sahip mezunlar derneğinin başkanından oluşur. Öğrenci
konseyi başkanının bu sürece dahil olması da tartışılmaktadır. Komisyonun
belirlediği, Kurulun onayladığı başvuru şartları ile ilana çıkılır. Komisyon, bu ilana
başvurmuş profesör adaylar arasından gerekçesini belirterek 3 kişi belirler. Bu 3
kişiden biri, Kurul tarafından gizli oyla seçilerek atanır. 10
İkinci alternatife göre yukarıda tanımlanan Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu
tarafından belirlenecek 3 kişi arasından Üniversitede yapılacak seçimde en çok oy
alan kişi Kurul tarafından rektör atanır.
Üçüncü alternatifte ise birkaç model söz konusudur. Bunlar arasında, A) ilk turda
beşte üç oy aranan iki turlu seçim; B) aynı seçimde üniversite yönetim kurulu üyeleri,
senatörler ve dekanların da seçilmesi; C) belli kesimlerin (Öğretim üyeleri,
öğrenciler, idari personel, mezunlar) belli kotalarla ikinci seçmenleri (yüzde 50
öğretim üyesi, yüzde 25 dış paydaş, yüzde 25 iç paydaş- mezunlar, idari personel ve
öğrenci) seçmesi gibi modeller tartışılmaktadır. Bu modellerde en çok oy alanın
rektör olarak atanması veya en çok oy alan üç kişinin Kurula ya da Cumhurbaşkanına
sunulması da tartışılmaktadır.
Yeni kurulan veya kuruluşu üzerinden belli bir süre geçmemiş ve/veya öğretim üyesi
sayısı belli bir sayıya ulaşmamış kurumsallaşmakta olan üniversitelerde ise
Rektörün, Kurul tarafından yapılan ilan üzerine, başvuran adaylar arasından, Kurul
tarafından seçilerek atanması düşünülmektedir.
Vakıf üniversiteleri ve Özel üniversitelerde ise Rektörün, üniversite mütevelli heyeti
tarafından teklif edilerek Kurul tarafından atanması öngörülmektedir.

Senato
Üniversitenin akademik konularda en üst karar organı olan Senato, her dönemde en az
iki defa olmak üzere, rektörün çağrısı üzerine toplanır. Rektörün başkanlığında, rektör
yardımcıları, dekanlar ve her fakülteden fakülte öğretim üyeleri tarafından 3 yıl için
seçilecek birer öğretim üyesinden, enstitü müdürleri ve ayrıca meslek yüksekokulları
müdürlerinin kendi aralarından seçeceği en fazla 3 müdürden, ve öğrenci
temsilcisinden oluşur. Senatonun öngörülen görevleri arasında şunlar sayılabilir:
Üniversitenin stratejik planını karara bağlamak; Üniversitenin akademik konularda
çıkarabileceği yönetmelikleri kabul etmek; Üniversite bünyesinde fakülte, enstitü,
araştırma enstitüsü ve konservatuar kurulmasını teklif etmek; Üniversite bünyesinde
meslek yüksekokulu, araştırma veya uygulama merkezi, bölüm, anabilim ve ana sanat
dalı ile bilim dalı ve sanat dalı kurulmasını karara bağlamak.11
Üniversite Yönetim Kurulu
Üniversitenin idari konularda en üst karar organı olan Üniversite Yönetim Kurulunun,
rektörün başkanlığında dekanlar, enstitü müdürleri, konservatuar müdürü, meslek
yüksekokulları müdürlerinin kendi aralarından seçeceği 1 müdür ve üniversite öğrenci
temsilcisinden oluşması öngörülmektedir. Rektör yardımcıları oy hakkı olmaksızın
toplantılara iştirak ederler. Görevleri arasında, Üniversite stratejik planını hazırlamak;
Üniversitenin performans programını karara bağlamak; Üniversitenin her yıl düzenli
olarak eğitim öğretim, araştırma, topluma hizmet faaliyetlerini belirlenen performans
ilkelerine göre değerlendiren öz değerlendirme raporunu hazırlamak ve kamuoyuna
açıklamak; Üniversitenin yatırım programını ve bütçe tasarısını hazırlamak;
Akademik personelin atanmasını karara bağlamak sayılabilir.

Fakülte
Fakülte Yönetiminin ana organları, Dekan, Fakülte Yönetim Kurulu, Fakülte Kurulu
ve yılda en az bir defa fakültenin kadrolu bütün öğretim elemanlarıyla toplanacak
olan Akademik Kurul olarak öngörülmektedir.

Dekan
Temel görevleri fakülteyi üniversitenin stratejik planına ve performans programına;
Senatonun, üniversite ve fakülte yönetim kurullarının kararlarına uygun olarak
yönetmek olan Dekanın atanması Üniversite Konseyi olan ve olmayan devlet
üniversitelerinde farklı şekillerde öngörülmektedir. Üniversite Konseyi olan Devlet
Üniversitelerinde Dekan ilan üzerine başvuran profesör unvanına sahip adaylar
arasından Konsey tarafından üç yıl süreyle atanır. Üniversite Konseyi, dekanın,
başvuran adaylar arasından, fakültede kadrolu olarak görev yapan öğretim üyeleri
tarafından seçilmesine de karar verebilir.
Üniversite Konseyi Olmayan Devlet Üniversitelerinde ise üç alternatif üzerinde
tartışılmaktadır. Birinci alternatifte Dekan, ilan üzerine başvuran profesör unvanına
sahip adaylar arasından üniversite yönetim kurulu tarafından üç yıl süreyle atanır.
İkinci alternatife göre üniversite yönetim kurulu, dekanın, başvuran adaylar arasından,
fakültede kadrolu olarak görev yapan öğretim üyeleri tarafından seçilmesine karar 12
verebilir. Üçüncü alternatifte ise, Üniversite senatosu tarafından seçilen, Dekan
Seçme Komisyonu tarafından belirlenen şartlar dahilinde internet sitesinde yapılan
ilan üzerine başvuran profesör adaylar arasından seçilen 3 aday arasında fakültede
kadrolu öğretim üyelerince yapılan seçimde en fazla oy alan kişi üniversite yönetim
kurulu tarafından dekan olarak atanır. Üç yıl için atanan dekanlar aynı fakültede üst
üste en fazla iki dönem görev yapabilir.
Vakıf ve Özel yükseköğretim kurumlarında ise ilan ve müracaat şartı olmaksızın
dekan doğrudan rektör tarafından atanır.
Fakülte Yönetim Kurulu
Fakültenin en üst idari ve akademik organı olan Fakülte Yönetim Kurulu, dekanın
başkanlığında, dekanın ya da fakülte kurulunun belirleyeceği 3 veya 5 bölüm başkanı;
Fakültede kadrolu profesör, doçent, yardımcı doçent ve diğer öğretim elemanlarının
kendi aralarından seçeceği birer temsilci; ve fakülte öğrenci temsilcisinden oluşur.
Bölüm sayısı dörtten az olan fakültelerde eksik kalan üyeler öğretim üyeleri arasından
dekan tarafından atanır. Dekan yardımcıları oy hakkı olmaksızın toplantılara iştirak
eder. Üyelerin görev süresi dekanın görev süresi ile sınırlıdır. Fakülte Yönetim
Kurulu, fakültenin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri ile bu
faaliyetlerle ilgili esasları, plan ve programların uygulanmasını sağlamak, eğitim ve
öğretim takviminin uygulanmasını temin etmek ve öğrencilerin kabulü, ders
intibakları ve çıkarılmaları ile eğitim-öğretim ve sınavlara ait işlemler hakkında karar
almakla mükelleftir.
Fakülte Kurulu
Yılda en az iki defa Dekanın çağrısı üzerine toplanması öngörülen Fakülte Kurulunun
başlıca görevi, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri ile bu
faaliyetlerle ilgili esasları, plan ve programlara ilişkin fakülte yönetim kuruluna
öneride bulunmak, görüş bildirmek olarak tanımlanmaktadır. Fakülte Kurulunun şu
üyelerden oluşması öngörülmektedir: Dekanın başkanlığında, fakülteye bağlı bölüm
başkanları ile profesörlerin kendi aralarından seçecekleri 3, doçentlerin kendi
aralarından seçecekleri 2, yardımcı doçentlerin kendi aralarından seçecekleri 1 13
öğretim üyesi. Tek diploma programı olan fakültelerin bu uygulamanın dışında
tutulması tartışılmaktadır.
Enstitü
Yeni sistemde iki tür enstitü öngörülmektedir: Lisansüstü Enstitüleri ve Araştırma
Enstitüleri. Bir üniversitede, sosyal ve beşeri bilimler, sağlık bilimleri ile fen ve
mühendislik bilimleri enstitüleri olmak üzere en fazla üç lisansüstü enstitü
kurulabilmesi önerilmektedir. Enstitünün en üst yöneticisi olan enstitü müdürü,
Üniversite Yönetim Kurulu tarafından öğretim üyeleri arasından üç yıl için atanır.
Enstitü Yönetim Kurulu, müdürün başkanlığında, müdür yardımcıları ile üniversite
yönetim kurulu tarafından kendi üyeleri dışından, varsa farklı fakültelerden seçilecek
7 öğretim üyesinden oluşur. Üyelerin görev süresi müdürün görev süresi ile sınırlıdır.
Lisansüstü program teklifleri bölüm başkanları tarafından yapılır. Bir veya birden çok
bölümün ortak olarak teklif ettiği disiplinler arası lisansüstü programlar için enstitü
yönetim kurulu ilgili bölümlerden bir öğretim üyesini koordinatör olarak
görevlendirir.
Bölüm
Bölüm başkanı, bölümün akademik derecesi en yüksek kadrolu öğretim üyesi
arasından yine kadrolu öğretim üyelerinin oyları ile belirlenir ve Dekan tarafından 3
yıllığına atanır. Bölümün öğretim üyesi sayısının beşten az olması durumunda bölüm
başkanı doğrudan dekan tarafından atanır. Bölümlerin altında anabilim veya ana sanat
dalları kurulması halinde anabilim dalı veya ana sanat dalı başkanı, anabilim dalı veya
ana sanat dalı öğretim üyeleri tarafından seçilir. Lisans düzeyinde doğrudan öğrenci
alan fakültelerde bölüm kurulmaz.
Meslek Yüksek Okullarının genel yapısı ve fonksiyonları aynı kalmakla birlikte,
ülkenin ihtiyaç duyduğu önlisans düzeyinde yeterliliklere sahip, mesleki ve teknik
insan gücünü yetiştirmek amacıyla, Türkiye Yüksekögretim Kurulu bünyesinde,
Mesleki ve Teknik Eğitim Koordinatörlüğü (METEK) kurulması planlanmaktadır.14
Türkiye Öğrenci Konseyi
Sunulan hizmetler ile eğitim öğretim ortam ve şartlarının iyileştirilmesi, üniversite
yaşamının kalitesinin arttırılması, öğrencilerin üniversite sonrası döneme
hazırlanması amacıyla üniversite karar süreçlerine öğrencilerin katkılarının
sağlanması amacıyla rektörlüğe önerilerde bulunmak gibi amaçlarla her üniversitede
bir öğrenci konseyi oluşturulur.
3. YÜKSEKÖĞRETİM ALANININ KOORDİNASYONU VE ÜST-YÖNETİMİ
Türkiye yükseköğretiminin yeniden yapılandırma süreci içerisinde en önemli tartışma
başlıklarından biri de yükseköğretimin koordinasyonu ve üst-yönetiminin nasıl
şekillendirileceği konusudur. Bu bağlamda ‘Yükseköğretim Kurulu’nun nasıl
örgütleneceği ve işlevlendirileceği konusu gündeme gelmektedir. Halihazırda yapılan
tartışmalarda Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak
isimlendirilmekte ve üç organdan müteşekkil bir yapıya kavuşturulmaktadır. Türkiye
yükseköğretim üst-yönetimi bağlamında ‘Üniversitelerarası Kurul’un bir akademik
danışma kurumu olarak faaliyet gösterecek Rektörler Kurulu’na dönüştürülmesi ve
bunun yanında daha geniş bir danışma birimi olarak Yükseköğretim Şurası adıyla
yeni bir yapı oluşturulması öngörülmektedir.
Türkiye Yükseköğretim Kurulu
Türkiye Yükseköğretim Kurulu, Genel Kurul, Yürütme Kurulu ve Başkanlık olmak
üzere 3 organdan müteşekkil yapısını muhafaza etmektedir. Bu yeni yapıda, Türkiye
Yükseköğretim Kurulu’nun bir kurum gibi yapılandırılması, çalışanlarının
yükseköğretim uzman yardımcılığı ve yükseköğretim uzmanlığı şeklinde örgütlendiği
bir yapı öngörülmektedir.
Yükseköğretim Genel Kurulu Kurulun en üst karar organıdır ve başkan dâhil 20/21
üyeden oluşur. Çeşitlilik, akademik ve bilimsel özgürlük, kurumsal özerklik, şeffaflık,
hesap verilebilirlik, rekabet, kaynak kullanımında esneklik ve kaliteyi esas alarak 15
aşağıdaki görevleri ifa etmesi tartışılmaktadır: Yükseköğretim kurumlarının
kurulması, birleştirilmesi veya kapatılması için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunmak;
ulusal yeterlilikleri belirlemek, yurtiçinden ve yurtdışından öğrenci kabulü, değişimi,
ortak dereceler, dikey ve yatay geçiş için gerekli düzenlemeleri yapmak;
yükseköğretim kurumlarının öğrenci kontenjanlarını, bu konuyla ilgili ilke, usul ve
esasları belirlemek; yurtdışından alınan akademik derece ve unvanların denkliğini
yapmak ve öğretim elemanlarının yurtiçi ve yurtdışında yetiştirilmesini sağlamak;
öğretim elemanı kadrolarını dengeli bir surette tespit etmek, rektörlerin disiplin
işlerini yürütmek; erişimde fırsat eşitliğini sağlamak; üniversite rektörlüklerine aday
göstermek; Yükseköğretim Şurası düzenlemek; merkezi veritabanı oluşturmak; ve
performans ölçütlerini belirlemek.
Yükseköğretim Genel Kurulu’nun kompozisyonunun nasıl oluşturulacağı ile ilgili iki
alternatif gündeme gelmektedir. Birinci alternatife göre 5 üye Cumhurbaşkanı, 5 üye
Bakanlar Kurulu, 5 üye Rektörler Kurulu ve 5 üye TBMM tarafından seçilir. İkinci
alternatife göre ise 7 üye Cumhurbaşkanı, 7 üye Bakanlar Kurulu ve 7 üye Rektörler
Kurulu tarafından seçilir.
Yürütme Kurulu’nun Başkan ve 2 başkan vekili dâhil 9 kişiden oluşması
öngörülmekte olup yapısı ve görevleri genel kurul üzerindeki tartışmalar etrafında
şekillendirilecektir. Yürütme Kurulu üyelerinin sürekli görev yapmaları
öngörülmektedir.
Yükseköğretim üst yönetimi içerisinde Türkiye Yükseköğretim Kurulu gibi icracı bir
organ yanında iki danışma organı yer almaktadır. Bunlar Rektörler Kurulu ve
Yükseköğretim Şurası’dır. 16
Rektörler Kurulu
Rektörler Kurulu devlet, vakıf ve özel üniversitelerin rektörlerinden oluşmaktadır.
Rektörler kendi aralarından Başkan ve 2 Başkan yardımcısı seçmektedir. Rektörler
Kurulu’nun görevleri arasında yükseköğretim kurumları arasında eğitim, öğretim,
araştırma, topluma hizmet konuları ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak, iyi
uygulama örneklerini paylaşmak, Yükseköğretim Kuruluna üye seçmek, çeşitli
kurullara üye seçmek, bilimsel görüş oluşturmak amacıyla komisyonlar kurmak ve bu
komisyonlara üye seçmek vardır.
Yükseköğretim Şurası
Yükseköğretimi ilgilendiren bütün alanlarda iç ve dış paydaşlar arasındaki iletişimi ve
etkileşimi artırmak için oluşturulmuştur. Kurul başkanı, Yükseköğretim Şurası’nın da
başkanıdır. Şura, iki yılda en az bir defa olmak üzere Başkanın çağrısı üzerine
toplanır. Şura, tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini Kurula bildirir. Şura’nın
tavsiye kararları kamuoyuna ilan edilir ve Yükseköğretim Kurulunda değerlendirilir.
4. EĞİTİM
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılması sürecinde, yasal düzenlemelerin
odaklanması gereken alanlardan bir diğeri de eğitimdir. Yeni çalışamada,
yükseköğretim düzeyinde verilen eğitimin kalitesinin arttırılması amacıyla bütün
diploma programlarını sağlıklı bir biçimde kurumsallaştıracak bir yapı önerilmektedir.
Bu yeniden yapılandırılan sistemde yükseköğretim kurumlarının diploma
programlarının, önlisans, lisans ve lisansüstü diploma programlarının her bir düzeyi
için öğrenci çalışma yüküne dayalı asgari krediler ile başarılı olarak mezun olan
öğrencilerin kazanacağı bilgi, beceri ve yetkinliklerin yükseköğretim yeterlilikler
çerçevesinde belirlenmesi öngörülmektedir. Yükseköğretim kurumları, açmayı
planladıkları diploma programları için yükseköğretim yeterlilikler çerçevesinde
belirlenmiş olan asgari yeterlilikleri sağlayacak öğrenim kazanımlarını tespit edecek
ve buna göre ders müfredatlarını oluşturacaklardır.17
Yeni sistemin en önemli farklılıklarından biri, ulusal düzeyde farklı öğrenme
kazanımlarına göre Yükseköğretim Kurulu kararı ile oluşturulan diploma program
türü listesinde yer alan programların, her yıl Kurul tarafından ülke ihtiyaçları ve kalite
standartları gözetilerek belirlenen kriterler çerçevesinde, ilgili yükseköğretim
kurumunun senato kararı ile açılmasına imkân tanınmasıdır.
Bu bağlamda, Yükseköğretim Kurulu’nun belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde
yükseköğretim kurumlarının senatoları tarafından belirlenecek diğer önemli hususlar
şunlardır: Birinci, ikinci, uzaktan ve yaz öğretiminin açılması; Öğretim faaliyetlerinin
üç dönemi aşmamak üzere yıl içinde kaç döneme ayrılarak sürdürüleceği; Her bir
dönemde alınması gereken asgari ve azami kredi miktarları; Her bir diploma
programının diplomayı hak eden kişiye kazandıracağı bilgi, beceri ve yetkinliklerin
ölçme ve değerlendirmelerinin nasıl yapılacağı; Hazırlık sınıfı veya başka yollarla
yabancı dil yeterliliğinin nasıl kazandırılacağı ve yabancı dil bilgi düzeyinin nasıl
ölçüleceği; Öğrenci ders değerlendirmeleri ile öğrencilerin mezuniyet sonrası
istihdamına ilişkin olarak bilgi, görüş ve tecrübelerine ihtiyaç duyulan kişileri ifade
eden dış paydaşların diploma programlarına ilişkin değerlendirmelerinin alınması;
Eğitim öğretim süreçlerinin sürekli iyileştirilmesine yönelik iç ve dış kalite güvencesi
uygulamaları.
Tüm bu değerlendirmeler, kamuoyunun ve dış değerlendirme yapan ulusal veya
uluslararası kalite denetimi ve akreditasyon yapan kurum ve kuruluşların denetimine
açık ve şeffaf biçimde yapılacaktır.
Ayrıca, Türkiye Yükseköğretim Kurulu bünyesinde Türkiye Yükseköğretim Veri
Tabanı oluşturabilmek üzere, Yükseköğretim kurumlarının bütün düzeylerdeki
öğrenci ve mezun kayıtları Kurul tarafından oluşturulacak yükseköğretim öğrenci veri
tabanında güncel olarak tutulacak; yükseköğretimle ilgili bütün istatistikleri
hazırlayabilecek sürekli bir birim öngörülmektedir.18
5. YÜKSEKÖĞRETİMDE ARAŞTIRMA
Araştırma, Türkiye yükseköğretimini yeni bir yasal zemine kavuşturma çalışmaları
içerisinde üzerinde durulan en önemli alanlardan biridir. Aşağıda bu çerçevede
önerilmesi düşünülen ve Türkiye yükseköğretimindeki araştırma birikimini
zenginleştireceği varsayılan bazı düzenlemeler yer almaktadır.
Araştırma birimi / üniversitesi / bölümü
Bir devlet üniversitesinin başvurusu üzerine, farklı alanlardaki doktora program
sayıları, bu programlardan mezun olan lisansüstü öğrenci sayıları, mezunlarının başarı
oranları, mezunlarının istihdam oranları, son yıllar içinde kullandıkları araştırma fon
miktarları, bünyelerinde çalışan öğretim elemanlarının ortalama akademik faaliyet
puanları, aldıkları araştırma ödülleri ve kazandıkları patentler göz önüne alınarak,
ilgili yükseköğretim birimi, araştırma birimi (araştırma üniversitesi veya araştırma
bölümü) olarak belirlenebilir. İlgili Araştırma birimleri, uzmanlaştıkları alanlarda
ilave kamu kaynakları, idari ve mali kolaylıklar ve özel projelerle Kurul ve diğer
kamu kurumları tarafından desteklenir. Bu birimlerin durumu belli aralıklarla yeniden
değerlendirilir. Bu birimlerin sayısı belli bir sayıyı yahut yüzdeyi geçemez. Araştırma
birimlerinin belirlenmesinde kullanılacak kriterler ve değerlendirme usulleri ile bu
üniversitelere yapılacak mali destekler ve diğer idari kolaylıkların, Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak
Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi düşünülmektedir.
Araştırma Enstitüsü ve Araştırma veya Uygulama Merkezleri
Her iki bünyede de Rektör tarafından yönetici olarak bir müdür ve işleri yürütecek
sayıda akademik ve idari personel görevlendirilmesi öngörülmektedir
Araştırmacı öğretim elemanı
Yükseköğretim kurumlarında araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunmak üzere
araştırmacı öğretim elemanı istihdam edilebilir. Kuruluş tarihi itibariyle en az on yıl
geçmiş ve/veya öğretim üyesi sayısı yüzden fazla olan yükseköğretim kurumlarında, 19
araştırma veya uygulama merkezlerinde veya araştırma enstitülerinde, araştırma
geliştirme faaliyetlerinde bulunmak üzere araştırmacı öğretim elemanı istihdam
edilebilir. Araştırmacı öğretim elemanı sayıları ve unvanları, boş öğretim elemanı
kadroları dikkate alınarak üniversite yönetim kurulu tarafından belirlenir. Burada
çalışan öğretim elemanları sadece bu merkez ve enstitüdeki araştırma geliştirme
çalışmalarında bulunurlar ve ders vermezler.
Proje araştırmacısı istihdamı
Öğretim üyelerinin yürüttükleri projelerde sadece proje süresi boyunca kendilerine
yardımcı olacak lisans mezunu proje araştırmacıları istihdam edilebilir. Öğretim
üyelerinin yürüttükleri projelerde kendilerine yardımcı olacak ve verdikleri diğer
işleri yapacak sözleşmeli statüde proje süresi ile sınırlı olmak üzere ilgili mevzuat
hükümleri çerçevesinde proje araştırmacıları istihdam edilebilir. Araştırmacılar için
en az lisans mezunu olma şartı aranır. Her bir projede öngörülen proje araştırmacısı
sayısı ve aranacak diğer nitelikler ve yapılacak ödemeler projelerde belirtilir. Proje
bütçesi dışındaki bir kaynaktan proje araştırmacılarına herhangi bir ad altında ödeme
yapılamaz.
Doktora sonrası araştırmacı statüsü
Devlet yükseköğretim kurumlarında iki yıl süreyle, sözleşmeli olarak doktora sonrası
araştırmacı istihdam edilebilir. Doktora, tıpta veya diş hekimliğinde uzmanlık veya
sanatta yeterlilik eğitimi tamamlandıktan sonra, yükseköğretim kurumlarındaki veya
bir araştırma kuruluşundaki bilimsel bir projede, yetkin bilim insanlarının bulunduğu
araştırma ekipleri içerisinde yer alarak bilgi, beceri ve yetkinliklerin derinleştirilmesi
amacıyla doktora sonrası araştırma yapılabilir. Devlet yükseköğretim kurumları
doktora sonrası araştırmacıları için boş yardımcı doçent kadrolarının yüzde beşini
aşmayacak şekilde aynı yükseköğretim kurumunda en fazla 2 yıl süreyle, sözleşmeli
olarak, ders vermemek kaydıyla, doktora sonrası araştırmacı istihdam edilebilir.20
Ücretli araştırma izni
Bir devlet yükseköğretim kurumunda öğretim üyesi kadrosunda kesintisiz fiilen beş
yıl çalışan öğretim üyelerine yurtiçinde ve yurtdışında araştırmalar yapmak amacıyla
bir yıl süreyle ücretli izin verilebilir.
Akademik faaliyet puanı ve faaliyet ödeneği
Öğretim elemanlarının bir önceki yıl içinde gerçekleştirdikleri akademik faaliyetleri
100 puan üzerinden değerlendirilir. Her bir takvim yılı için, bir önceki yıl, bilim,
teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikteki faaliyetler ve akademik ödüller esas
alınarak öğretim elemanları için 100 puan üzerinden kadrolarının bulunduğu
yükseköğretim kurumunca yıllık akademik faaliyet puanı hesaplanır. Öğretim
elemanlarının akademik faaliyetleri ve bunlara dayalı olarak hesaplanan puanları,
ilgili yükseköğretim kurumlarının ve Kurulun internet sitesinde her yıl düzenli olarak
yayınlanır. Öğretim elemanlarının önceki yıllara göre akademik faaliyet puanı
ortalamalarındaki artış, rektör, dekan, enstitü, konservatuar veya meslek yüksekokulu
müdürü, bölüm başkanı ve bunların yardımcılarının akademik faaliyet puanlarına
yansıtılır. Öğretim elemanlarının akademik yükselmelerinde ve idari görevlere
yapılan atamalarda önceden ilan edilen usuller çerçevesinde akademik faaliyet
puanları da dikkate alınır.
Devlet yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanlarından Akademik Faaliyet
Ödeneği 30 puan ve üzerinde bulunanlara akademik faaliyet ödeneği verilmesi
planlanmaktadır. Bu ödeme 100 akademik faaliyet puanına karşılık gelmek üzere en
yüksek devlet memuru aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının profesörler için belli
bir yüzde, doçentler için belli bir yüzde, yardımcı doçentler için belli bir yüzde ve
diğer öğretim elemanları için belli bir yüzde esas alınmak suretiyle 12 ay süreyle
yapılması planlanmaktadır.
Araştırma altyapısını güçlendirme fonu
Araştırmacı ve öğretim elemanı yetiştirmek isteyen yükseköğretim kurumları,
araştırmacıların desteklenmesi amacıyla araştırma fonu oluştururlar.21
6. TOPLUMSAL HİZMET
Yükseköğretim kurumları, bulundukları ortamdaki çevresel, teknolojik, kültürel ve
toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmak amacıyla araştırmalar yapar,
projeler yürütür ve etkinlikler düzenlerler.
Yükseköğretim kurumları, çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalışanların lisansüstü
öğrenimleri yapabilmeleri için kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapabilirler. Bu
kapsamda yapılan lisansüstü eğitim-öğretim maliyeti ilgili kurumlar tarafından
karşılanabilir.
Sürdürülebilir istihdam için mezunlar yetiştirmek, öğrenme kazanımlarını ve
programların müfredatlarını güncellemek, kamu kurumları, iş dünyası, sivil toplum
kuruluşları ve diğer paydaşlar arasındaki ilişkileri geliştirmek gibi amaçlarla
yükseköğretim kurumları tarafından Danışma Kurulları oluşturulması
hedeflenmektedir.
Ayrıca, Yükseköğretim kurumlarında Bilgi Lisanslama Ofisleri kurulması
önerilmektedir. Amaçları arasında, araştırmacıların yapacağı tanıtım faaliyetleri ile
bilimsel çalışmaları ticari değeri yüksek konulara yönlendirmek, pazarda ihtiyaç
duyulan bilgileri belirleme çalışmalarını yürütmek, araştırma sonunda üretilen
bilgilerin ticari potansiyelini belirleme çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan
bilgileri fikri mülkiyet kapsamında koruma altına alma çalışmalarını yürütmek, ticari
değeri olan bilgilerin kullanıcı kişi, kurum ve kuruluşlara pazarlama, lisanslama veya
devir ile transferini yapmak, bilgilerin sanayi şirketlerinde veya AR-GE
merkezlerinde ürüne dönüştürülmesi çalışmalarına destek hizmetleri sunmak,
bilgilerin satışından elde edilen gelirlerin yönetilmesi konularında faaliyet göstermek
sayılabilir.22
7. YÜKSEKÖĞRETİMİN DENETİMİ ve KALİTE GÜVENCESİ
Türkiye yükseköğretiminin sağlıklı ve işlevsel bir yapıya kavuşturulabilmesi,
sürdürülebilir bir gelişim çizgisi yakalayabilmesinin olmazsa olmaz koşulu, şeffaf bir
denetim ve evrensel kabul gören bir kalite güvencesi sisteminin oluşturulmasıdır. Bu
doğrultuda yeni yasa bağlamında gündeme gelen öneriler şunlardır:
A) Yükseköğretim kurumlarının faaliyetleri Kurulun denetimine tabidir. Türkiye
Yükseköğretim Kurulu’nda oluşturulacak Değerlendirme ve Denetleme Daire
Başkanlığı tarafından her yıl yükseköğretim kurumlarının iş ve işlemlerinin mevzuata
uygunluğunu değerlendiren raporlar hazırlanır. Yükseköğretim denetçileri tarafından
yapılacak olan denetim sonrasında bir ön rapor hazırlanır. Ön rapor, ilgili
yükseköğretim kurumunun değerlendirmeleri sonrasında nihai haline kavuşturulur.
Raporlar Kurulda değerlendirilir. Kurul, bu değerlendirme sonucuna göre, ilgili
yükseköğretim kurumu hakkında gerektiğinde yol gösterici, düzeltici, iyileştirici,
kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı önlemler alabilir. Kurulun denetim
faaliyetlerinde, başta kalite kurulları olmak üzere ulusal veya uluslararası
değerlendirme ve derecelendirme kuruluşları tarafından yükseköğretim kurumlarının
akademik faaliyetleriyle ilgili olarak hazırlanan raporlardan da yararlanılabilir.
B) Türkiye Yükseköğretim Kurulu bünyesinde temel görevi, yükseköğretim
kurumlarının kalite güvence sistemlerinin kurulmasına destek olmak ve
yükseköğretimde kaliteyi arttırıcı çalışmalarda bulunmak olan bir Yükseköğretim
Kalite Koordinatörlüğü kurulur. Yükseköğretim Kalite Koordinatörlüğü, Kurul
tarafından Yükseköğretim kurumlarında en az on yıl öğretim üyesi olarak görev
yapmış, yükseköğretimin yapısı, işleyişi ve yönetimi ile kalite değerlendirme ve
geliştirme uygulamaları konusunda deneyimli profesörler arasından, fen bilimleri,
mühendislik bilimleri, sosyal bilimler, güzel sanatlar ile sağlık bilimleri alanlarının
her birinden birer olmak üzere farklı bilim alanlarından seçilen beş, Rektörler
Kurulu’nu temsilen bir, Türkiye Bilimler Akademisini temsilen bir, Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığını temsilen bir, Milli Eğitim Bakanlığını temsilen bir, ve çeşitli
sivil toplum temsilcilerinden oluşur.23
Koordinatörlüğün başlıca görevleri şöyle tanımlanabilir: Yükseköğretim
kurumlarında iç kalite güvence sistemlerinin kurulmasına destek olmak,
yükseköğretim kurumlarına rehberlik yapmak; Yükseköğretim kurumlarını, kalite
kültürünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için her türlü eğitim, sempozyum,
kongre, pilot uygulama, çalıştay ve diğer bilimsel aktivitenin gerçekleştirilmesini
teşvik etmek ve desteklemek; Ulusal ve uluslararası düzeyde yükseköğretim kalite
güvence sistemleri ve ilgili diğer konularda yapılacak olan çalışmaları izlemek,
katılmak, ortak çalışmalar gerçekleştirmek, ülkeler arasında yapılan anlaşmalar
neticesinde doğan sorumlulukları yerine getirmek; Dış kalite değerlendirme ve
akreditasyon yapacak ulusal ve uluslararası kuruluşların ve uzmanların ölçütlerini
belirlemek ve dış değerlendirmede ve akreditasyonda uygulanacak ilkeleri, kalite
göstergeleri ve kuralları hazırlamak ve bunları TYK’nın onayına sunmak; TYK
tarafından onaylanan dış kalite değerlendirme ve akreditasyonda uygulanacak
prosedürlerle ilgili yükseköğretim kurumlarını bilgilendirmek ve yayınlar yapmak;
Dış değerlendirmede ve akreditasyonda yer alacak uzmanların ve akademisyenlerin
niteliklerini belirlemek; Yükseköğretim kurumlarının hazırlamış oldukları özdeğerlendirme raporları ile dış değerlendirme raporlarını değerlendirmek ve kalite
iyileştirmelerine yönelik tavsiyeleri de içerecek şekilde nihai raporu düzenleyerek
TYK’ya sunmak; Yükseköğretim kurumlarına yönelik bir yıl boyunca gerçekleştirilen
dış kalite değerlendirmeleri, karşılaşılan problemler ve kalite iyileştirmesi ile ilgili
önerileri her yılın sonunda TYK’ya ayrıntılı bir rapor olarak sunmak ve yayınlamak;
Bağımsız dış kalite değerlendirme ve akreditasyon kuruluşlarının başvurularını
değerlendirmek ve değerlendirme raporunu TYK’ya sunmak, belirli aralıklarla bu
kuruluşların dış denetimini ve değerlendirmesini yaparak rapor hazırlamak ve
TYK’ya sunmak.24
8. ÖĞRETİM ELEMANI ATAMA ve YÜKSELTME SÜREÇLERİ
Büyüyen ve kaliteli bir yükseköğretim ortamının başlıca bileşeni nitelikli öğretim
elemanlarıdır. Bu doğrultuda yeni yükseköğretim yasasının nitelikli öğretim
elemanlarının yetiştirilmesi ve verimli bir meslek yaşamı geçirebilmeleri için gerekli
zemini hazırlaması gerekmektedir. Bu çerçevede öğretim üyelerinin atama ve
yükseltme süreçleri şu şekilde düzenlenmektedir.
Devlet yükseköğretim kurumlarının tüm öğretim elemanı atama ilanları, Kurulun
internet sitesinde yapılır.
Yardımcı doçentlik ataması için, adayın doktora, uzmanlık ve yeterlilik belgesine
sahip olduğu andan itibaren en az iki yıl geçmiş olması şartı aranması tartışılmaktadır.
Diğer önerilen düzenlemeler şunlardır: son üç yılda kurul tarafından kabul edilen
merkezi yabancı dil sınavından 100 üzerinden en az 70 puan almış olması gereklidir.
Yardımcı doçentlik başvuru için aranan yabancı dil bilgisine ilişkin sınavın adayın
bilim alanı ile ilgili olması şartı aranmaz. Bilim alanı bir yabancı dille ilgili olan
adayların bu alandaki yabancı dil sınavından 100 tam puan üzerinden en az 90 puan
almaları halinde, müracaat tarihi itibariyle son 3 yıl içinde, Kurum tarafından kabul
edilen merkezi yabancı dil sınavında asgari 70 puan almış olması şartı aranmaz.
Atama, üç öğretim üyesinin değerlendirme raporları dikkate alınarak, üniversite
yönetim kurulu kararıyla rektör tarafından yapılır. Kurul tarafından belirlenen
üniversiteler için doktora, tıpta veya diş hekimliğinde uzmanlık veya sanatta yeterlilik
belgesine sahip olduktan itibaren 2 yıl geçmiş olması şartı aranmaz. Doktora sonrası
araştırmacı statüsünde bulunarak geçirilen süre, 2 yıllık süreden muaf kılmaz.
Doçentlik unvanını kazanabilmek için doktora, uzmanlık ve yeterlilik belgesine sahip
olunduğu andan itibaren en az beş yıl geçmiş olması ve bu süre zarfında başvurulan
alanda özgün bilimsel yayınlar üretilmesi gerektiği tartışılmaktadır. Diğer önerilen
düzenlemeler şunlardır: müracaat tarihi itibari ile son iki yılda Kurul tarafından kabul
edilen merkezi yabancı dil sınavından 100 üzerinden en az 70 puan almış olmak
şarttır. Doçentlik başvurusu için aranan yabancı dil bilgisine ilişkin sınavın adayın 25
bilim alanı ile ilgili olması şartı aranmaz. Bilim alanı bir yabancı dille ilgili olan
adayların bu alandaki yabancı dil sınavından 100 tam puan üzerinden en az 90 puan
almaları halinde, müracaat tarihi itibariyle son 2 yıl içinde, Kurul tarafından kabul
edilen merkezi yabancı dil sınavında 100 tam puan üzerinden asgari 70 puan almış
olmak şartı aranmaz.
Doçentlik jürisi, farklı yükseköğretim kurumlarından profesör unvanına sahip beş asıl
ve iki yedek üyeden oluşmaktadır. Jüri, adayın bilimsel yayınlarını inceleyerek ve
alan bilgisinin ölçüldüğü sözlü sınav performansına göre kişisel raporlarını Kurula
gönderir.
Doçentlik sınavı, Kurulun koordinatörlüğünde yılda en az bir defa yapılır.
Profesörlük ataması için, adayın üç yılı yükseköğretim kurumlarında olmak üzere en
az beş yıl ilgili bilimsel alanda çalışmış olması gereklidir. Kişinin bilimsel yayınları
en az üçü başka yükseköğretim kurumlarından olmak üzere beş kişilik bir öğretim
üyesi tarafından değerlendirilir, üniversite yönetim kuruluna sunulur. Üniversite
yönetim kurulu uygun gördüğü adayı rektöre teklif eder ve rektör atamayı yapar.
Başvuran aday sayısının 1 kişi olması ve adayın daha önceki bir yükseköğretim
kurumunda profesör olarak görev yapmış olması ve başvurduğu üniversite tarafından
öngörülen ortalama akademik faaliyet puanına sahip olması halinde, öğretim üyesi
görevlendirmeden doğrudan üniversite yönetim kurulu tarafından adayın bilimsel
yayın ve çalışmaları değerlendirilerek atanmak üzere rektöre teklif edilebilir.
Yardımcı Doçentlik, Doçentlik ve Profesörlük atama ve yükseltmeleri hususunda
alternatif öneriler de getirilmekte ve bu süreçte aşağıdaki alternatifler yoğun bir
şekilde tartışılmaktadır. Bunlar arasında:
• Yüksek Lisansın bir yayın veya kongre tebliği sonrası kabulü,
• Doktora tezinin alana göre 3 ya da 5 yayına dayanması; jürinin ağırlıklı olarak
başka üniversitelerden olması; tıpta uzmanlık ve doktoranın birbirinden
ayrılması,
• Akademik kadrolar için norm kadrolar belirlenmesi, norm kadro olmadan
unvan verilmemesi,26
• Yardımcı doçentlerinlerin tümünün, doçent ve profesörlerin belli bir oranda
sözleşmeli olması,
• Akademik unvanların üniversitelerde boş olan kadrolara göre verilmesi; kadro
olmadan doçent unvanı verilmemesi; akademik unvanların ilgili üniversite
tarafından verilmesi,
• Akademik unvanlar için asgari atama standartlarının Kurul tarafından
belirlenmesi, ancak üniversitelerin bu standartların daha üstünde standartlar
belirleyebilmesi,
• Akademik personel için tam gün kalıcı kadrolar dışında esnek çalışma
modelinin benimsenmesi.

Bir yanıt yazın