Dr. Bayazıt İLHAN Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarını Araştırma Komisyonu†çalışmalarının sonuna yaklaştı. 9 Ocak 2012 Çarşamba günü Sağlık Bakanı komisyonda bir sunum yaptı.
Yaptığı uzunca sunumda ve milletvekillerinin görüş ve önerilerine verdiği yanıtlarda öncelikle merak ettiğinizi düşündüğüm noktaları aktarayım.
1.   Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet Dünya’nın her yerinde var.
2.   Şiddetin Türkiye’de daha fazla olduğu söylenemez.
3.   Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin Türkiye’de arttığı söylenemez (hatta 2001, 2004 ve 2008 yıllarını içine alan 3 çalışma verilerini aktardığını 2008’de 2001’den daha az olduğunu yansıda gösterdiğini vurgulamak isterim!). Sorunun boyutlarını ortaya koymak için Kırıkkale Üniversitesi ile ortaklaşa bir bilimsel çalışma yürütülmektedir.
4.   Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ile Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ilişkilendirilmesinin hiçbir bilimsel yanı yoktur. Birisi, performans, SABİM gibi uygulamaların nasıl olup da şiddeti artırdığını Sağlık Bakanı’na anlatsın, bu iddiaların mantıki bir açıklaması yoktur! SABİM’e günde 6000 başvuru olmaktadır, bunların yalnızca %0,5’i şikayetleri içermektedir.
5.   Dr. Melike Erdem’in ölümü SABİM’e bağlanamaz.
6.   Başta Başbakan ve kendisi olmak üzere siyasilerin hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik kırıcı, küçük düşürücü, hedef gösterici söylemleri olduğu iddiası asılsızdır.
7.   Hastanelerde güvenlik önlemleri artırılmıştır, 2002’de hastanelerde 905 olan özel güvenlik sayısı 2012’de 13. 761 olmuştur.
8.   Hastanelere kamera sistemleri yerleştirilmiştir.
9.   Şiddete uğrayanlara hukuki destek için gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır.
10.   Beyaz kod uygulamaları hayata geçirilmiştir, 113 Alo Şiddet hattına ortalama günde 22 başvuru olmaktadır.
11.   Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en önemli sebeplerinden biri hekim ve hemşire sayısının az olmasıdır, bunun baş sorumlusu da hekim örgütüdür (yani TTB).
12.   Sağlık çalışanına bir fiske vuran karşısında Sağlık Bakanı’nı bulur.
İçiniz rahat etti mi? Ne yazık ki durum budur. Aylardır komisyonda Türk Tabipleri Birliği ile birlikte pek çok meslek örgütü, sendikalar, dernekler, sağlık çalışanlarının temsilcileri dinlendi, eleştiriler, çözüm önerileri iletildi. Ancak Sağlık Bakanı’nın öteden beri söylediklerinde, görüşlerinde milim kıpırdama yok.
Gerçekler ortada, belli yerlere verilmiş sözler var. Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık çalışanlarının iş güvencesiz, gelir güvencesiz, can güvencesiz çok çalışmalarını gerektiriyor. Sağlık politikalarını belirleyenler için sistemin yürümesi önemli, acillerde, polikliniklerde, ameliyatlarda meydana gelen sıkışıklıklar, aksaklıklar durumunda bizler dayak yiyeceğiz, elimize iğne batırıp öleceğiz, elimizde savunma kağıdıyla aşağı atlayacağız ya da tuvalet köşelerinde bıçaklanacağız. Öfkeli hasta ve hasta yakınlarının önüne bizi atacaklar, sistem bunu gerektiriyor. “Doktor efendi dönemi bitti!â€.
Öyle ya yıllardır yaptıklarımız yanlış diyemezler ya! Sağlık politikalarının “sevimsiz†bir yan etkisi bu. Bu sistem için, kaybettiğimiz genç meslektaşlarımız üzücü birer görev zayiatı!
Ne tuhaf şey değil mi? Sağlığına kavuşturmak için yıllarca okuduğumuz, uykusuz geceler geçirdiğimiz, mesleki risklerle öldüğümüz hastalarımız, hasta yakınlarımız bizi dövüyor, bıçaklıyor, bize silah çekiyor. Kurdukları sağlık sisteminin, toplumu sürükledikleri şiddet sarmalının kirli yüzüdür bu!
Tabi tüm bunları tersine çevirmek için iş hepimize düşüyor. İş güvencemiz, gelir güvencemiz, can güvenliğimiz, mesleki bağımsızlığımız için hep birlikte mücadele edeceğiz. Binlerce yıllık bu mesleğin onuru için hareket edeceğiz. Ersin için, Mustafa için, Melike için hareket edeceğiz. Kendimiz için hareket edeceğiz. Hastamız için hareket edeceğiz. Tabip odalarımızda, sağlıkçılar meclislerinde örgütleneceğiz. Tüm sağlık çalışanları, sağlığa ihtiyaç duyan yurttaşlarımızla beraber nitelikli sağlık ortamı için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Öyle ya, önünde sonunda bu bir insanlık mücadelesidir.
Dr. Bayazıt İlhan
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri