Pazartesi , 25 Kasım 2024

İyi doktor kime denir

iyidoktor

Bir grup asistan doktor, tıp öğrencisi, uzman doktor ve kıdemli meslektaşımla, daha sonra bazı hastaların da katıldığı “İyi doktor kimdir?” diye özetlenebilecek bir tartışma yaptık…

Bir çoğumuzun hemfikir olduğu ortak özelliklerin yanı sıra, iyi doktor olmanın önündeki engelleri de konuştuk. Bu hafta tartışmadan bazı satır başlarını aktaracağım…

2012’nin son günlerinde bir grup asistan doktor, tıp öğrencisi, uzman doktor ve kıdemli meslektaşımla yeni yılda eğitim programlarımızda ne gibi iyileştirmeler yapmamız gerekir konusunda bir toplantı yaptık.
Konu bir süre sonra iyi hekim nasıl olunur tartışmasına döndü. Daha sonra aynı soruyu hastalara da sorduk. Bu kendiliğinden gelişen tartışmada “iyi doktor” tanımının hiç de kolay olmadığı ortaya çıktı. Açığa çıkan bir diğer nokta da idealist bir “iyi doktor” tanımlamasıyla gerçek hayatta olup bitenlerin çok farklı olabildiğiydi.
Bu gerçek, özellikle genç hekimlerce sık sık dile getirildi. Var olan çalışma koşullarında, toplumun onlardan beklediği gibi “iyi hekim” olmanın zorluğunu anlattılar.

Her şeyi bilmek…

Tartışmaya katılanların tümünün hemfikir olduğu iyi doktor özelliklerinin başında bilgili olmak, gelişmeleri takip etmek, yaptığı işlemlerde beceri kazanmış olmak geliyordu.
Genç hekimler kıdemlilere dönüp “Bu genel doğruları reddetmek mümkün değil. Ama, bugün öğrenmemiz gereken bilgiler, izlememiz gereken yenilikler eskisinden kat kat fazla” diye itirazlarını bildirdi.
Bir kıdemli hekim, “Değil her şeyi, birçok şeyi bilmediğimizi kabul etmeli, her sorunu çözemeyeceğimizi bilecek kadar mütevazi olmalıyız ki, araştırmaktan, öğrenmekten, sormaktan kaçınmayalım” diyerek cevap verdi. “Bu bizi zayıflatmaz, güçlü kılar” diye ekledi. Mesleğe yeni başlamış bir doktor ise, hastalarına, “Bu konuyu bilmiyorum, okuyup öğreneyim” derse, hastanın güvenini yitireceğinden korktuğunu dile getirdi.

İnsanları sevmek

İyi doktor kimdir sorusuna cevap verenlerin hemen hepsi insan sevgisinden söz etti: Hiçbir ayırım gözetmeksizin insanları sevmeden, onlarla haşır neşir olmayı istemeden iyi doktor olmak mümkün değil. Mesleğin özünde yatan, ne koşulda olursa olsun karşısına gelen zor durumdaki insanı sabırla dinlemek, anlamaya çalışmak, bir çaresini bulup acısını sıkıntısını dindirmek insanı sevmeden mümkün değildir.
İyi bir doktorda insan sevgisiyle ele ele giden bir diğer özellik de alçak gönüllülük ve ön yargısız olmaktır. Hasta ister karun gibi zengin olsun ister beş parasız, ister kral olsun ister sokakta yatan evsiz barksız biri, hepsine aynı saygıyı ve yakın ilgiyi göstermek iyi hekimliği olmazsa olmaz özelliklerdir.
‘Zayıflayamıyor’ diye ya da sigarayı bırakamıyor diye hastayı küçümsemek, söz verdiği halde yine kötü alışkanlığına döndü diye kokain bağımlısını dışlamak mesleğin özüne aykırıdır. Genç doktorlar bu görüşlere katılsalar da, aralıksız çalışmayla geçen uzun saatlerden sonra karşılarına husumet dolu, kızgın, bazen şiddete baş vurmaktan çekinmeyen bir hasta yakını geldiğinde sözü edilen ideallere bağlı kalmanın ne kadar zor olduğunu anlattılar.

Türkiye’de tıp fakültesinden mezun olan ilk 6 hanımdan biri olan, Profesör Müfide Küley bir sözüyle doktor olmak için gereken insan sevgisini çok güzel özetlemiş: “Sabırla, güleryüzle, metanet ile çevresinde tanıdığı tanımadığı kimselere yardımcı olan ‘dost’, ancak doktordur. Asıl, mesleğin cazip yönü de budur.”
Sınırlar

19. yüzyıldaki ünlü İngiliz ressamlarından Luke Fides “Doktor” adlı bu resmini oğlu Filip veremden öldükten sonra yapmış. Doktor küçük çocuğu şifaya kavuşturamayacağının farkında olsa da hastasının acısını azaltabileceğini ve ailesine yardım edebileceğini biliyor. Bu resimdoktorun hastasına sahip çıktığını, en zor şartlarda bile yalnız bırakmadığını anlatıyor.

Tartışanların kavram olarak benimsedikleri ama uygulamadaki zorluklarda ayrı düştükleri bir konu da doktorun hem kendisinin hem de tıbbın sınırlarını bilmesi gerektiğiydi.
Bazan teknolojinin en yenisi ilacın en pahalısı, ameliyatın en karmaşığı hastalığın gidişatını değiştirmeyecektir. İyi doktor bir şeyler yapmış olmak için hastasına yararlı olmayacak işlere kalkışmaz. Zor olan bu yolu dürüstlükle ve samimiyetle hastasına anlatarak  onun yapılabilecek her şeyin yapıldığını görmesini sağlar. Tartışmaya katılan bazı doktorlar, hasta ve özellikle hasta yakınlarının beklentilerinin bazen gerçekçi olmadığını, yarar sağlama ihtimali çok düşük olan durumlarda ısrarlara direnmenin kolay olmadığını belirttiler.

Hastaya sahip çıkmak

Tartışmaya katılan birçok hasta, doktorlarının tam olarak güvenecekleri, sağlıklarına sahip çıkacak, onları ellerinden tutup bulundukları dar boğazdan düzlüğe çıkaracak kişi olmasını beklediklerini söyledi. Doktorun hastanın ne hissettiğini anlamaya çalışmasının çok önemli olduğunun altını çizdiler.
Kıdemli bir meslektaşım hastayı anlamanın en iyi yolunun hasta olmaktan geçtiğini söyleyince kendi başımdan geçen bir olayı hatırladım. Bir gece yarısı şiddetli bir karın ağrısıyla gitmek zorunda kaldığım acil poliklinikte, acemi bir asistan doktorun kan almak için defalarca canımı yakmasının, burnumdan soktuğu ama bir türlü mideme yerleştirmeyi başaramadığı tüpün karın ağrımı unutturan ızdırabının bana nasıl unutulmaz bir ders olduğunu anlattım.

Her hasta özeldir

Yaşlıca bir hoca, her hastalığın hastalarda mutlaka kitapta yazan şekliyle ortaya çıkmadığını söyledi. Tedavi edilen her hastaya eşi olmayan özel bir vaka olarak bakmak gerektiğini örnekleriyle anlattı. Geniş hasta toplulukları üstünde yapılan araştırmalardan elde edilen kanıtların çok önemli olduğunu bildiğini, ama asıl maharetin bu kanıtları kullanarak tek bir hasta için karar vermek olduğunu ekledi.
Bir asistan hekim “Ama hocam kanıta dayalı tıp bu sorunu çözmedi mi?” diye sorunca “Kanıta dayalı tıp çok önemli. Ama  bu kavramın belirleyici olmaktan çok bir araç olarak anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.
Kanıtlar, hasta özellikleri gözetilmeden kararlarda belirleyici rol oynarlarsa sizlerin geçtiği 15 yıla yaklaşan eğitim boşuna harcanmış demektir. Tarife bakıp yemek yapan aşçı gibi, kitaba bakıp hasta tedavi edecek doktor olmak için çok daha kışa süre yeter” diye cevapladı.

İletişim

Birçok meslektaş ve hasta, iyi hekim olmak için iletişimin çok önemli olduğunu vurguladı. Hastanın derdini anlayabilmesi, tedavi seçeneklerini öğrenebilmesi ve kendi hakkındaki kararlara katılabilmesi için kurulacak iletişimin hasta hekim ilişkisinin ana öğelerinden olduğunun altı çizildi. İletişimin diğer yüzünün de hastayı anlamaya çalışarak dinlemek olduğu, hızlanan yaşamın kaybettirdiği dinleme sanatının hasta hekim ilişkisindeki önemi vurgulandı.
Yine genç bir hekim bu işin o kadar kolay olmadığını, hastayı dinleyip gerçekten anlayabilmek için zamana ihtiyaç olduğunu, doktorda en kıt olan şeyin de zaman olduğunu söyleyerek itiraz etti, “Üstelik, birçok hasta, doktor, sen bildiğin gibi yap diyerek ayrıntıları duymak bile istemiyor” diye ekledi.

İyi hekimliğe örnek gösterilen modern tıbbın kurucularından Dr. William Osler’in ünlü bir sözü var: “Hastayı dikkatle dinlerseniz, size teşhisini söyleyecektir.”

Para…

Tartışmada iyi hekim olmanın önündeki engellerden söz edilirken konu akçeli sorunlara geldi. Yıllarca süren zorlu bir eğitimden sonra, gece gündüz demeden çalışmak zorunda olan doktorların rahat ve güvenli bir yaşam sürmelerini sağlayacak gelirlerinin olması gerektiğine herkes katılıyor. Sorun doktor hasta ilişkisinde para öncelikli yer edindiği zaman ortaya çıkıyor. Genç uzmanlar, açıkça konuşulmasa da sistemin daha fazla gelir getirici bir yaklaşımı teşvik ettiğini söyledi. Hastanelerde iyi performans tanımının “çok gelir getirmek” olduğunu, bu tanım “daha çok kalite” olarak değişmedikçe sorunun çözümünün zor olduğunu belirtti.

Son söz: Ülkemizde onbinlerce iyi doktor var.
Onlara daha iyi hekimlik yapabilecekleri bir iklim yaratmak hepimizin görevi.

 

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Kalbimizi Dinleyelim

[email protected]

Bir yanıt yazın