Pazartesi , 23 Aralık 2024

Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı’ndan 2 yeni protokol

hd_527ba5d5aaf52_729803373

Sağlık Bakanlığı ile Türk Kızılayı arasında ‘Kan Tedarik Sistemi’ ve ‘Plazma Temini’ ile ilgili iki ayrı protokol imzalandı

 Sağlık Bakanlığı, plazmadan elde edilecek ilaçlar konusunda, yapılan protokolle Türk Kızılayı kendisine paydaş olarak belirledi.Sağlık Bakanlığı ile Türk Kızılayı, kan tedarik sistemi ve plazma temini ile ilgili iki ayrı protokol imzalandı.Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, protokol imza töreninde yaptığı konuşmada, Türk Kızılayı ile önemli projelere imza attıklarını belirterek, 7 Kasım 2013’te TÜRKÖK Projesi’ni imzaladıklarını, Doku Tipleme Laboratuvarı İhalesi’ni yaptıklarını, ihale süreçlerinin tamamlandığını, itirazların reddedildiğini söyledi. Önümüzdeki 3 ay içinde, laboratuvarların devreye girmesini beklediklerini ifade eden Müezzinoğlu, “Bu, 2014 yılının Türkiye ve milletimizin sağlıklı geleceği adına önemli bir başlangıç olmuş olacak. Ümit ediyorum ki, bu doku tipleme laboratuvarlarında, kemik iliği nakillerinde dünya standartlarını yakalamakta ‘biz de varız’ demiş olacağız” dedi.Bugün de iki ayrı proje ile yola devam edildiğini belirten Müezzinoğlu, kanın tedarik edilmesinde Türk Kızılayının Bakanlığın en önemli paydaşı olduğunun altını çizdi. Müezzinoğlu, kan ve kan ürünleri ihtiyacının sağlıklı temini, bilimsel standartların yakalanması ve ihtiyaçların karşılanmasında son 10 yılda önemli bir mesafe alındığını ifade ederek, şunları kaydetti:”Önümüzdeki süreçte de inşallah 2 milyonlara yaklaşan tedarikin 2,5 milyonlara ulaşmasını arzu ediyoruz. Kurumun, bunu da yapabilecek alt yapısı ve dinamikleri mevcut. Toplumsal duyarlılığımızın da olduğu kanaatindeyim.Önümüzdeki dönemde plazmadan faktör ürünlerini üretebilme adına ihale süreçlerimizin başlangıcını, bugün yapılan protokolle sağlıyoruz ve yerli sermayenin hakim olduğu bir yatırımın ihalenin sürecini, bu protokolden sonra başlatacağız. Yerli sermayenin ağırlıklı olduğu, yerli kan ürünlerimizden, kendi plazmamızdan, kendi üretim tesislerimizden faktör ürünleri üretebilecek projenin ilk ayağını bugün tamamlayacağız. Bu, belki de Türkiye’nin sağlık ürünleri veya tedavi ürünleri üretiminde bir başlangıç olacak. Ümit ediyorum ki, önümüzdeki günlerde tedavi ürünleri, ilaç ve ilaç benzeri ürünlerin yerli üretiminde yeni yeni atılımların da alt yapısı oluşturulacak. Biz artık cari açığımızı büyüten tedavi giderlerimizi, cari açığımızı azaltacak üretim stratejilerimize dönmeyi planlıyoruz. Bu anlamda, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun da katkılarıyla, önümüzdeki dönemde ilaç ve tıbbi cihaz alanında çalışmalarımızı da geliştirmeyi hedefliyoruz.Bu anlamda Türk Kızılayı ile plazma ile ilgili bu ihale sürecini başarılı bir şekilde yönetebilir ve ülkemize kazandırabilirsek bu bir yol açan ilk örnek olacak. Bu, başarılı örneği, Türk Kızılayının partnerliğinde ve birlikteliği ile başarıyor olmaktan Türk milleti, ülkemiz ve milletimiz adına da önemli bir başlangıç diye görüyorum. Hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu ülke insanına, kendi kan ürünlerinden tedavi ürünlerini üretebilecek bir noktayı başarmış olacağız. Bu, 5 yıl sonra inşallah, bölge ülkelerine de bu ürünleri pazarlayabilen bir noktaya gelecektir.”Müezzinoğlu, üretilecek ilaçların hematolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar olacağını söyledi.
“2 yıl içinde kan ihtiyacımızın yüzde 100’ünü karşılayacak hale geleceğiz”Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar da Soma’da meydana gelen kazada şehit düşen işçilere Allah’tan rahmet, ailelere sabır ve yaralılara da acil şifalar diledi.Soma’da olay sonrasında, Sağlık Bakanlığı ile temasa geçerek mevcut kan stoklarının gözden geçirildiğini ve herhangi bir sorun olmadığının belirlendiğini dile getiren Akar, yaralılar için hiçbir şekilde ilave kan ihtiyacına gerek duyulmadığını, stokların yeterli olduğunu söyledi. Akar, sosyal medyada da kan ihtiyacına yönelik bazı mesajların yer aldığını, ancak bunların gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, “Böyle bir ihtiyaç kesinlikle olmadı” dedi.Akar, ramazan ayında kan bağış oranlarının azaldığını anımsatarak, bu dönemde kan bağışında bulunulması çağrısında bulundu.Kan Tedarik Sistemi ile ilgili Sağlık Bakanlığı ile 2005 yılından bu yana ortak çalışma yürütüldüğünü, çıkartılan kanunla kan toplama ile ilgili tek yetkinin kendi kurumlarına verildiğini anımsatan Akar, “2005 yılında 305 bin ünite kan toplanırken, bugün geldiğimiz durumda 1 milyon 900 bin ünite kan toplanmıştır. Bu kan miktarı, Türkiye ihtiyacının yaklaşık yüzde 85’lik bir kısımını teşkil etmektedir. Önümüzde 2 yıl içinde kan ihtiyacımızın yüzde 100’ünü karşılayacak hale geleceğiz” diye konuştu.Akar, kanın bileşenlerinden birinin plazma olduğunu, plazmanın da bir takım kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların ham maddesi olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:”Plazma temini de Türk Kızılayının topladığı kanların plazmalarının ilgili kişiler tarafından Sağlık Bakanlığının ihale ile seçeceği kuruluşlar tarafından işlenmesi ve ilaç haline getirilmesidir. Kan ürünlerinden elden edilen ilaçlar için Türkiye her yıl yurt dışına milyonlarca dolar döviz harcaması yapmaktadır.Bundan böyle, kendi plazmamızdan kendi ülkemizde kurulacak fabrikadan elde edilecek olan kan ürünleriyle dışa bağımlılıktan kurtulacağımız gibi Türkiye’ye de önemli döviz tasarrufu sağlayacağız. Bundan sonra da kendi plazmalarımızdan elde ettiğimiz ilaçları, Türk halkına daha ucuz bir şekilde sunmayı planlamaktayız.”Bakan Müezzinoğlu ile birlikte TÜRKÖK dahil olmak üzere 3 ayrı projeyi protokole bağladıklarını belirten Akar, Bakan Müezzinoğlu’nun Türk Kızılayına duyduğu güvenden dolayı teşekkürlerini sundu.Konuşmaların ardından Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ile Türk Kızılayı Genel Başkanı Akar, iki protokole imza attı ve hayırlı olması temennisinde bulundu.

Bir yanıt yazın