Nabi Avcı dün katıldığı bir programda doktorların da öğretmen olacağını açıkladı ve büyük bir tartışma başladı. Doktorlar öğretmen olabilir mi? Doktorlara öğretmenlik yolu açılıyor mu? Doktorlara öğretmenlik haberimizi sizlere iletiyoruz.
Nabi Avcı’nın bu açıklaması öğretmenleri kızdırmış durumda. Öğretmenler tıp formasyonu alarak doktorluk, hemşirelik sağlık memurluğu gibi alanlarda çalışamazken doktorlara tanınan bu ayrıcalık öğretmenleri oldukça sinirlendirdi. Zaten öğretmen atamaları için yıllardır eğitim fakülteleri dışından formasyon eğitimi verilmek suretiyle fen-edebiyat fakültesi mezunları da alınıyor. Meslek dersleri için başka fakültelerden mezun olanlara formasyon eğitimi verilebiliyor. Ancak zaten gelir düzeyi olarak öğretmenlerden daha fazla kazanacak olan doktorlara neden formasyon eğitimi verilerek öğretmen olmaları sağlanıyor anlamış değiliz. Doktorların ders verebileceği alanlar fizik, kimya, biyoloji gibi temel derslerle bazı meslek dersleri olabilir diye düşünüyoruz. Ancak zaten hali hazırda eğitim fakültesi mezunu ve atama bekleyen binlerce on binlerce fizik, kimya, biyoloji öğretmen adayı bulunmakta. Biz de sayın bakana bu konuda meydan okuyoruz. Madem doktorlar öğretmen olabiliyorsa öğretmenler de pekala doktor olabilir. Sağlık Bakanlığı’yla konuşularak öğretmenlere tıp formasyon eğitimi verilmesini ve öğretmenlerin hastanelerde çalışabilmesini istiyoruz.
Öğretmenlerin bu konuya sinirlenmesi kesinlikle doğaldır;fakat doktordan öğretmen olma fikri daha savunulabilirken,öğretmenden doktor olma hakkı kesinlikle savunulamaz.Ortada bir gerçek var ki tıp okuyanların puanları daha yüksek ve bu kişiler doğal olarak daha zeki.Bu gibi kişiler pekala öğretmen olabilir.Öğretmenliğin de konuyu bildikten sonra kolay bir meslek olduğunu düşünüyorum.Ama 6 yıllık tıp eğitimi almamış tıp okumaya hak kazanamamış kişilerin böyle bir istekte bulunması çok saçma.Olması neredeyse mümkün değil.
Ayrıca başarılı bir doktoun idealist bir doktorun buna yelteneceğini katşyen düşünmüyorum
Puanın yüksekliği, zeka ölçümü için bir gösterge değildir. Türk eğitim sisteminde ölçme ve değerlendirme zeka dahil hiç bir şeyi doğru ve yeterince ölçememektedir. Mevcut yazılı sınavlar test tekniğinde üstün olmayı belki ölçebiliyordur. Yukarıdaki varsayımınızdan hareketle zeki insanlar her işi yapabilir sonucu çıkmakta ki bu çok yanlış bir yaklaşım. O zaman eğitim-öğretim ne için var? Zekayla her şeyi başarsın insanlar bir şekilde.
Öğretmenlik mesleÄŸi bir konuyu bilmek veya çok ileri derecede bilmekle ilgili deÄŸildir. Bir konuyu öğretmeyi bilmekle ilgilidir ki o da öğretim yöntem ve tekniklerini bilmeyi gerektirir. Ä°ÅŸte bu nedenle TIP FAKÃœLTELERÄ°NDE “TIP EĞİTÄ°MÄ° ANABÄ°LÄ°M DALLARI” kurulmuÅŸtur. Ve orada EĞİTÄ°M HOCALARI tıp öğrencilerine ve hocalarına ÖĞRETÄ°M YÖNTEM ve TEKNÄ°KLERÄ° konusunda ders verirler. Bazı durumlarda TIP HOCALARI eÄŸitim fakültelerine giderek “öğretim yöntem ve teknikleri” konusunda eÄŸitim bilimcilerden dersler alırlar. Anlayacağınız tıp fakülteleri doktor adayları yetiÅŸtirirken de bir “eÄŸitim” iÅŸi yaptıklarından alan bilgilerini tıp öğrencilerine en etkili biçimde nasıl aktarmaları gerektiÄŸini eÄŸitimcilerden öğrenirler. Ãœniversitelerde tüm alanlar böyledir ve akademisyenler öğretim yöntem tekniklerini bilmeden etkili ve de verimli ders iÅŸleyemezler.
Malesef az gelişmiş ülkelerde (Örn: Türkiye) herkes her işten anlar, her işi yapar, belirli bir alanda uzmanlaşmak diye bir kavram, içi en boşaltılmış olan kavramdır. Profesyonel yaklaşım yoktur. Eğitim ise en itibarsızlaştırılmış alandır, kimse anlamaz, herkes yapar.
ne içtiysen bende isteyom rezaaaaaaaaaaa :))))