Cumartesi , 23 Kasım 2024

Güzel neden güzeldir?

 

Bu yazıda, altbuhaberiokumadangecmeyinın orandan ve aklımıza kayıtlı görsellerden, ve görsel hafızamız ile bir obje hakkında nasıl güzel ve çirkin yorumu yaptığımızdan bahsedeceğim. Altın oranla başlayalım.

Kağıda bir doğru çizin. Doğrunun üstüne bir işaret koyarak, doğruyu ikiye bölün. Bu işareti öyle bir yere koyun ki, uzun parçanın, kısa parçaya olan oranı ile tüm doğrunun uzun parçaya olan oranı aynı olsun. Bunu başarabildiğiniz oran 1,618 dir. Bu oran, doğanın oranıdır ve her yerdedir. Altın oran, asırlardır sanatçılar tarafından kullanıldı ve hala kullanılıyor. Bu oranı, etrafınızda gördüğümüz gibi kendi vücudumuzda da görüyoruz, bu sayıyı bilmeden de gözümüz bu oranı yakalar. 1,618 o kadar gözümüzün alışık olduğu bir oran ki, yeni bir objede gördüğümüz zaman size tanıdık geliyor ve güzel buluyorsunuz.
Örnek: Bilgisayar almaya gittiğiniz zaman, farkında olmadan, kare ekranları beğenmeyip, altın oran saklı geniş ekranları satın alıyorsunuz. Çünkü bu orana, her gün el, kol parmak boğumlarınızdan zaten aşinasınız. Bize tanıdık ve estetik gelen bu oran, yüzyıllardır mimaride kullanılırken, pazarlama tekniği olarak da kullanılıyor. Kredi kartı, televizyon, resim kağıtları, sigara paketleri, cep telefonlarında bu oranları görebilirsiniz.
Estetik kavramını sadece bir sayıya indirgemek elbette doğru değil. Biraz farklı kavramlardan da bahsedelim. Alexandre-Gottlle Baumgarten’e “evrende madde ve ruh öylesine ahenkli bir şekilde birleşmiş ve kaynaşmıştır ki, sanatın ve sanatçının amacı tabiatı taklit olmalıdır” demiştir. Aristo, “sanatçı doğayı birebir taklit etmez kendi de yorumunu katar” demiştir.
Bugün twitter’ da vosvos a hangi renk yakışır diye sordum. Ağırlıklı olarak kırmızı cevabı geldi. Diğer renkler ise sarı, yeşil mavi oldu. Görsel hafızamızı tasarımcıların nasıl kullandığına bir örnek olacak bu. Vosvos, kamplubağa (tosbağa)ya benzetilir ama İngilizcede aslında beetle yani böcek olarak geçer. Porshe, vosvosu tasarlarken, muhtemelen, uğur böceğinden esinlenmiştir. Hepimiz tarafından çok şirin bir hayvan olarak kabul edilen uğur böceği nedeniyle, bu küçük arabayı, şirin diye yorumlarız. Twitterda (@cerrahisanati) aldığım cevaplar, uğur böceğinin renkleriydi.
Aklımızdaki kayıtlı görselleri kullanarak, bize fark ettirmeden, istediklerini düşündürmeleri, tasarımcıların başarısıdır. Araba çamurluklarını yuvarlak hatlar kullanarak geniş tutmak, bacak kaslarını taklit etmektir mesela.  Çamurluğun, abartılması, arabaya güçlü imajı verir. Arabaların farları için gözler, dikiş aynalar için kulaklar, öndeki soğutma ızgaralarının şeklinde de burun desenleri kullanılır ve araçlara karakter kazandırmaya çalışılır. Bir arabaya, kız arabası, erkek arabası yorumu yaparken, arabaya gizlenen karakterleri görüyorsunuz aslında. Steve Jobs,  yaptığı ilk bilgisayarlar, insanlara tanıdık gelsin diye, ekranın altına bir girinti yaparak, insan çenesine benzetmeye çalışmıştır.
Görsel hafızamız nedeniyle, insanlar, eğitim almasalar bile estetik konusunda fikir sahibidirler ve bir nesneye güzel ya da çirkin derken, doğal ile kıyaslama yaparlar. İlk defa gördüğümüz bir nesneyi, daha önce gördüklerimizle yorumlarız.
Estetik cerrahi de ise en mantıklısı, Baumgarten’in felsefesini kullanmaktır. Estetik cerrahide doğal olanı iyi analiz etmek ve güzel olamayanı güzele benzetmek estetik cerrahinin amacını oluşturur. Estetiğin analizinde, altın oran gibi oranları ve bir çok matematiksel yöntemde kullanıyoruz. Doğada var olan estetiği, ameliyatla tam olarak taklit edebilirsek, hastamızın ameliyat olduğunu kimse anlamaz. Çünkü, insanlara, “ameliyat mı oldun?” sorusunu sorduran, görsel hafızalarında yabancı bir yapı görmeleridir. Aristoteles ise insanda bir taklit (mimesis) yeteneği ve hazzının bulunduğunu, sanatçının olayların ve varlıkların özündeki ideali, fikri taklit ettiğini söyler. Sanatçı, adeta tabiatın eksik bıraktığı şeyleri tamamlar. Doğanın, insanda eksik bıraktığı şeyleri tamamlayan Esetik ve Plastik cerrahi uzmanıdır. Aristonun, sanat tarifi Plastik Cerrahları direk sanatçı yapmaktadır.
Estetiği bağımsız bir bilim haline getiren Alman filozof Alexandre Gottlle Baumgarten’e göre de evrende madde ve ruh öylesine ahenkli bir şekilde birleşmiş ve kaynaşmıştır ki, sanatın ve sanatçının amacı tabiatı taklit etmek olmalıdır. Bu yaklaşım ile, plastik sanatların temel eğitimlerinden, insan deseni eğitimi, estetik ameliyatların da kalitesini artırmaktadır. Bahsettiğim sadece anatomi değil, bedenimizin oluşturduğu, kontur çizgileri, bu çizgilerin oranları, bedenimizden yansıyan ışıklar, oluşturduğu gölgeler ve bunların birbirleriyle oranları… İnsan bedeninin deseni üzerine eğitim alan bir plastik cerrahi uzmanının, daha doğal estetik sonuçlar çıkartacağı fikrimi uzun zamandır savunuyorum. Çok uzun tıp eğitimi içerisinde, desen eğitimine vakit bulmak kolay olmasa da bunu yapan plastik cerrahların sayısının artacağına inanıyorum.
Dr. Barış Çakır
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı
www.bariscakir.com
twitter: @cerrahisanati
facebook: op.dr.bariscakir

Bir yanıt yazın