Biber Gazı Nedir?
İlk defa 1970’lerde üretilen biber gazı, 1990’lı yıllardan itibaren hem siviller tarafından öldürücü olmayan bir kendini koruma spreyi olarak, hem de kolluk güçleri tarafından şüpheli kişileri etkisiz hale getirme amacıyla artan sıklıkta kullanılmaktadır. Biber gazlarının akut sistemik etkileri yanında göz ve görme üzerindeki etkileri de kişide panik ve dezoryantasyona neden olmaktadır. Bu gazların kimyasal bileşenlerinin, etki mekanizmalarının ve göz üzerindeki etkilerinin bilinmesi, acil müdahalede bulunacak ve olguları takip edecek hekimler için önem taşımaktadır.
Biber Gazının Özellikleri Nelerdir?
Biber gazının aktif etken maddesi oleoresin capsisum (OC), acı biberin öğütülmesi yoluyla elde edilen kırmızımsı kahverengi yağlı bir ekstrattır.Oleoresin tozu biberden, genellikle bir organik çözücü eklenmesi ile elde edilir. Bu toz ve çözücü bileşiğine “Miscella†adı verilir. Diğer aktif bileşikler arasında, capsaicinoid analogları da bulunmaktadır.
Tüm biber gazı spreyleri eşit olarak üretilmemektedir. Ekstraksiyon için kullanılan bitkiden bitkiye ve hatta aynı bitkinin farklı meyvelerinde, her bir capsaicinoid konsantrasyonu değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle her bir biber gazı spreyinde, irritan olan capsaicin ve capsaicinoidlerin konsantrasyonları önemli ölçüde değişkenlik gösterebilmektedir. Bir spreyin etkinliğini etkileyebilecek en az üç etken vardır.
Bunlardan birincisi, kullanılan biber gazı spreyinin konsantrasyonudur.
İkinci etken, sprey için kullanılan çözücüdür. Spreylerin çoğu su, yağ- veya köpük-bazlıdır. Su-bazlı çözücüler daha az toksiktir.
Üçüncü etken ise, spreyin püskürtücü gücüdür. Mücadele anında kullanılan bu gazlar, önerilen mesafeden daha yakından ve 2-3 saniyeden uzun süre püskürtüldüğünde direkt mekanik etki (“hidrolik iğne†etkisi) ile göze zarar verebilmektedir.
Biber Gazı Kullanımı ve Göze Etkileri
OC spreyi genellikle yüze doğru sıkılarak karşı tarafın etkisiz hale getirilmesi ve kontrol altına alınması amacıyla kullanılmaktadır. Deri, müköz membranlar ve gözlerde hızlı etki yapar. Sprey içindeki capsaicinoidler, müköz membranlarda inflamasyona neden olur. Deride şiddetli yanma hissi ve göze maruziyet olduğunda şiddetli ağrı ve geçici körlüğe neden olarak korku ve dezoryantasyon oluşturur.
İdeal bir kimyasal savunma spreyi öncelikle dokularda kalıcı bir yan etki veya hasar bırakmamalıdır. Ayrıca biyolojik olarak kolay bozulmalı, dokulardan kolaylıkla temizlenebilmeli ve bir süre sonra etkisini kaybetmelidir. Ancak, bradikardi, hipotansiyon, solunum yetmezliği nedeniyle ani ölüm vakaları bildirilmiştir.Tüm bu kişisel savunma kimyasalları, oküler irritasyon, konjunktivit, blefarospazm ve hafif-orta respiratuar rahatsızlık yaratarak karşıdaki insanı etkisiz hale getirmeyi hedefler.
Biber gazına maruziyetin kornea ve oküler yüzey üzerindeki etkilerini inceleyen hayvan modellerinde uzun süreli OC maruziyeti ile korneanın duyu denervasyonu ve buna bağlı olarak yara iyileşmesinde gecikme ve kronik kornea epitelyopatisi gösterilmiştir.Bu konuda yapılmış insan çalışmaları ise sınırlıdır. Bu çalışmaların sonuçları değerlendirilirken, kullanılan biber gazı bileşikleri ve eğitim ünitelerinde yapılan araştırmalarda biber gazının belirli bir mesafeden ve belirli bir süre sıkıldığı, belirli bir süre sonrasında da dikkatlice yıkandığı göz önüne alınmalıdır.
Bu güne kadar bildirilen insan çalışmalarında, göze OC maruziyetinden sonra en yoğun olarak ağrı ve blefarospazm yaşandığı, göz yaşarması ve bulanık görmenin de eşlik ettiği görülmüştür.Maruziyetinden sonra toplam 15-30 dakika süren geçici körlük oluşabilir. Ancak biber gazına verilen cevap, ağrı duyusundan bağımsızdır; bu nedenle ilaç bağımlılığı ve alkole bağlı sarhoşluk gibi ağrı hissedilmeyen durumlarda da etkilidir. Belirtiler, maruziyetten sonra 3-5 saniye içinde başlamakta ve sonraki 15-60 dakika içinde yavaş yavaş azalarak kaybolmaktadır. Daha önemli olarak kornea duyusu şiddetli derecede azalmakta, maruziyetten sonraki 10. dakikada sıfır değerine kadar düşmekte, 1 saat sonra ise kısmi olarak geri gelmektedir. Çoğu olguda kalıcı görme kaybı olmasa da, beş ay sonra bile göz kuruluğu belirtilerinin devam edebilmektedir.
Göreceli olarak oldukça masum görünen sonuçların, günlük hayatta karşımıza çıkabilecek her durum için geçerli olmayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle biber gazının masum bir gaz olmadığını, en azından maruziyet sonrası gözler yıkanmadığında tehlikeli olabileceğini belirtilmiştir.
Biber gazı maruziyeti sonrası kornea abrazyonu %7-22 oranında bildirilmiştir.1,15,17 Kornea abrazyonu, biber gazı bileşiği, taşıyıcı / püskürtücü madde veya hastaların irritan etki nedeniyle şiddetli göz ovuşturmaları sonucunda oluşabilir.
Amerika Federal Araştırma Bürosu (FBI) ateşli silahlar eğitim ünitesi tarafından 2 yıl süren bir çalışmada biber gazı ile uzun dönemde kalıcı hiçbir hasarın gelişmediği ve sağlık riski taşımadığı bildirilmiştir. Ancak tutuklulara karşı biber gazı püskürtülmesi sonrası bradikardi ve hipotansiyon nedeniyle ölüm dahi bildirildiği unutulmamalıdır.
Biber Gazı Maruziyetinde Tedavi Yaklaşımı
Biber gazına maruz kalındığında öncelikle kişi sakinleştirilmeli, rahat nefes alabileceği bir ortama taşınmalı, solunum stabilizasyonu sağlanmalıdır. Gözler hızla ve bol suyla yıkanarak kimyasal madde uzaklaştırılmalı, daha sonra kornea epitelizasyonunu hızlandırıcı ve inflamasyonu kontrol altına alıcı tedavi (steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar ve kortikosteroidler) yakın takip altında uygulanmalıdır.
Gözde gerçekleşen hasarın derecesine bağlı olarak kornea epitelinin iyileşme süresi birkaç gün ile haftalar arasında değişebilir. Maruz kalan gözde kontakt lens var ise hemen uzaklaştırılmalıdır. İki defa temizlenen kontakt lensde bile OC kalıntısı görülebildiği için, bu lenslerin tekrar kullanımı önlenmelidir.
http://gozsagligi.todnet.org