Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde dönem birincisi Zeynep Karaca’nın konuşması arkadaşları ve öğrenciler tarafından alkışlarla karşılandı. Uzmanlık almak için girilen TUS’u (Tıpta Uzmanlık Sınavı) eleştiren Karaca, bunu becerileri ölçmekte yetersiz kalan, ezbere bilgi çözen bir sınav olarak nitelendirdi ve pasifize edilmek istendiklerini dile getirdi. Konuşması alkışlanan ve ıslıklarla desteklenen Zeynep Karaca, “TUS bir savaşsa ona yönelik taktik savaşlar üretilmeli. Fakültemizde öğrenciler birinci sınıftan son sınıfa kadar bilgilendirip, desteklenmeli ve motive edilmeli” dedi.
Tıp Fakültesini birincilikte bitiren Zeynep Karaca çocukluk hayallerini süsleyen beyaz önlük ve stetoskopa kavuştuğunu, meslekteki ilk göz ağrılarının hocaları olduğunu söyledi. Hekimliğin bir usta- çırak mesleği olduğunu anımsatan Zeynep Karaca, hastanede imkanların çok iyi olduğunu bu yüzden kaliteli bir pratisyen hekim olarak mezun olduklarına işaret etti. Fakülteyi başarıyla bitirmelerine karşın yüksek çalışma performansı gerektiren TUS’ta aynı başarıyı gösteremediklerine dikkati çeken Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü:
Uzmanlık kontenjanları pratik becerisi gelişmiş, güzel tanı koyup tedavi eden hekimlerle değil; TUS kitaplarını çokça okuyup test çözen hekimlerle doluyor. Tıp fakültelerinin amacı iyi hekim yetiştirmektir. TUS ise uzmanlık kadrolarına yerleştirme yapan bir sıralama sınavıdır. Bu yüzden eğitim uzmanlık sınavına yönelik olmazsa, fakültelerin hekim yetiştirme konusundaki başarısı TUS başarısıyla ölçülemez. Ancak ülkemizde bir uzmanlık sınavı gerçeği var. Bunu görmezlikten gelemeyiz. Becerilerimizi ölçmekte kesinlikle yetersiz kalan, sadece ezbere bilgi çözen bir sınavın bizi pasifize etmesini istemiyoruz. TUS bir savaşsa ona yönelik taktik savaşlar üretilmeli. Fakültemiz eğitimindeki kaliteden vazgeçmeden öğrencilerini birinci sınıftan altıncı sınıfa kadar sınav konusunda bilgilendirip desteklemeli ve motive etmeli. Sağlık sektörünün doktorların merdiven basamağı gibi kullanarak yapılandırıldığı, hekimlerin değersizleştirildiği, mesleğini icra edemediği günümüzde biz yarının hekimleri hocalarımızdan toplumdan asla göremeyeceğimiz saygı ve desteği bekliyoruz. Bu saygı ve desteğin her gün yeni bir tıp fakültesinin açılıp çok sayıda sözüm ona hekimin mezun edildiği bir zanaat olan bu mesleğin alelade bir meslek haline getirildiği yurdumda üniversitemizin hekimlik sıfatını hak eden öğrencilerin uzmanlık sınavında ilk sıralara taşıyacağına inanıyorum.”
 ‘SAYGI YERİNE ŞİDDET GÖRÜYORUZ’
Tıp Fakültesi öğrencileri, mezun olanlar ve araştırma görevlileri tarafından konuşması sık sık alkışlarle ve ıslıklarla desteklenen Zeynep Karaca, “Gerek can güvenliğinizin olmaması, gerekse haksız yere açılan davalarla yasalar karşısında zor durumda kalmamız bizi hastalara karşı mesafeli ve temkinli davranmak zorunda bırakabiliyor. Her ne kadar kaliteli pratisyen hekim olursak olalım, 6 yıllık eğitim hayatının sonunda hak ettiğimiz mesleki saygı yerine şiddete maruz kalabiliyoruz. Sadece basit bir kaç hastalığın ilacını reçete edebiliyor. Bu şekilde hastaları tatmin edip kendimizi korumak için onların isteklerini yerine getiriyor, başka da bir iş yapamıyoruz. Bu durumu fark edince hayati tehlikemiz ortadan kalkmasa dahi bir miktar hekimlik yapmak umuduyla uzmanlık yapmak bizim için sorumluluk haline geliyor. Bir çoğumuzun uzmanlık hayallerini 36 saat olan nöbetlerin daha rahat geçtiği, mesleki riskin daha az olduğu mahkemelerle daha az muhatap olan bölümler süslemek zorunda kalıyor. Ancak devam eden süreçte hüsranla karşılaşıyoruz. Yabancı dil sınavı önümüze bir set çekiyor. Sonra bu engel aşılabilirse 5 şıklı bir sınav bizim hekimliğe puan biçip ne uzmanı olacağımıza karar veriyor” diye konuştu.
Konuşmasının ardından Zeynep karaca, mezuniyet kütüğüne ismini çaktı ve yeni doktorlar diplomalarını aldı. Mezun olan öğrencilerden Melek Sevda Ateş diplomasını babası olan Kalp ve Damar Cerrahisinde Prof. Dr. Azman Ateş’in elinden almanın sevincini yaşadı. (DHA)
www.evrensel.net